Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

196 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
GÜÇLÜ İNSAN OLMANIN KİTABI
İnceleme Videosu: youtube.com/watch?v=5zoqz16... ** Latin kökenli Romalı devlet adamı, bilgin, hatip ve yazar olan Cicero M.Ö 106 yılında dünyaya geldi. Çocukluğundan itibaren büyük bir özveriyle çalışan yazar önce hukuk ardından edebiyat ve felsefeyle ilgilendi. Savaştan nefret etse de orduya katılmış, yetmemiş mahkemelerde başkanlık yapmıştı. Devletin önemli kademelerine gelmek için kendisini göstermeyi başarmış, bu özveri sayesinde Konsüllüğe kadar yükselmişti. Cicero böylece Homo Novus’lar arasına katılmıştı. Anlamı, kendi ailesi içinde Roma senatosunda üst düzey yöneticilik yapan ilk ve tek kişi olmasıydı. Yıllarca devletine hizmet eden yazar Sezar döneminde ülkesinden kaçmak zorunda kalmış, onun ardından gelenlerle de husumetli olunca yavaş yavaş ölüme sürüklenmişti. Nihayetinde 63 yaşındayken Octavius, Lepidus ve Marcus Antonius’un Triumvirlik kurmasıyla birlikte Cicero devlet düşmanı ilan edilip başı kesilerek idam edilmiştir. ** Cicero hayatı boyunca birçok önemli eser üretmiştir. Yükümlülükler Üzerine adlı eseri ise onun ölmeden önce kaleme aldığı son kitaplardır. 3 bölümden oluşan bu kitabı yazar oğlu Marcus Cicero’ya hitaben kaleme almış, bir nevi tecrübelerini ona aktarmaya çalışmıştır. Fakat bunu yaparken sadece oğluna değil, aynı zamanda Romalılara ve onların torunlarına ulaşacak düzeyde biçimlendirmiştir. Nitekim kitap 4 hafta gibi kısa bir sürede yazılmış olmasına rağmen bugün Cicero’nun en önemli eserlerinden biri olmayı başarmıştır. Birey, devlet, toplum ve ahlak çerçevesinde kişinin ve kişilerin yükümlülükleri üzerine yazılan bu kitap günümüze kadar güncelliğini korumaya devam ediyor. 1.Kitap “Sosyal ya da özel, işle ya da evle ilgili, kendi başına ya da başka birisiyle birlikte hareket ettiğin yaşamın hiçbir kısmı yükümlülükten yoksun olamaz; yaşamda ahlâken doğru olan her şey yükümlülüğün yerine getirilmesinden, yanlış olan her şey ise yine yükümlülüğün es geçilmesinden kaynaklanır.” Cicero Yükümlülük Üzerine kaleme aldığı birinci kitapta 4 ana unsur üzerine eğilmiştir. Bu unsurlar okur yorumlarına göre değişiklik gösterse de yol aynıdır. Adalet ilk kitabın en önemli meselesidir -ki bu bugün bile çözülemeyen, çözülmeyi bekleyen bir meseledir. İkinci unsur Hakikat. Üçüncü unsur, Metanet iken son unsur ise Terbiyedir. Bunların yanında alt unsurları da görmek mümkün, Cömertlik, Cesaret, Lütuf, Dostluk, Sağduyu, Ilımlılık, Ölçülülük ve İyilik de olmazsa olmazlar arasında kendini gösterir. Çünkü insani yükümlülüklerin temelini güçlendirmek için bu unsurları es geçmeden çalışmamız gerekiyor. Tabi ki bu bölüm Adalet kümesinde şekillenmekte. Çünkü başında adaletin olmadığı diğer unsurların topal kalması olasıdır. Adaletin olmadığı bir Dostluk, kayırmayı beraberinde getirir. Adaletin olmadığı Cömertlikte mutlaka birinin hakkı yenilir ve Adaletin olmadığı bir Cesarette daha fazla kan dökülebilir. Onurlu olan aynı zamanda Adaletlidir. Adalet yükümlülüğün yapı taşıdır, onsuz inşa edilen her bina mutlaka yıkılacaktır. Adalet sadece kişisel çıkarlar için değil, toplum ve birey için faydalıdır. Kişisel hırslar için maşa olarak kullanılamaz. “Adaletsizliğin iki türü vardır: Biri zarar verenlerin, diğeri ise, başkalarına haksızlık yapılmasına mâni olabilecekken bunu yapmayanların adaletsizliğidir.” Cicero ilk kitapta insanlarla hayvanlar arasındaki farkı hatırlatır. Vahşi hayvanların güdülerinin yoğunluğuna göre hareket ettiğini, kendisini sadece yaşadığı şimdiki zamana uydurduğunu ve ne geçmişi ne de geleceği hissettiğini söyler. İnsan ise aklın yoldaşıdır, olayların nedenlerini görür, onların öncülleri ve geçmişleri konusunda bilgisiz kalmaz, kıyaslama yapar, şimdiki olayları birbiriyle ilişkilendirip onlarla bir bağ kurar, böylece tüm yaşam yolunu kolayca görerek onu yaşayabilmek için gerekli olan ne varsa hazır eder. Erdem toplum tarafından kabul edilen ahlakın gerektirdiklerini yapmak ve diğer insanlara örnek olmaktır. İnsanları hayvanlardan ayıran en temel şey akılsa, aklı olandan da erdemli olması beklenir. 2.Kitap Yazarın ikinci kitapta Stoa felsefesinden etkilendiğini gözlemliyoruz. Bu bölümde Cicero insanlar için neyin yararlı olduğunu irdelemeye başlar. Stoacı ideale göre yararlı olan her şey aynı zamanda ahlaken doğrudur. Ahlaken yanlış olup da yararlı olduğunu düşündüğünüz şeyin önünde sonunda yararlı olmadığını anlayacağımızı hatırlatır. “Anlaşılıyor ki şu kural değişmez: Ahlaken yanlış olan, yararlı olduğunu düşündüğünüz şeyi elde etsen bile, asla yararlı olamaz. Ahlaken yanlış olan bir şeyin yararlı olduğunu düşünmek tam bir felakettir.” İkinci kitap aynı zamanda Gücün nasıl elde edilebileceğini de anlatmaktadır. Siyaset ve zenginlik insan için güce ulaşma araçlarıdır. Fakat bu gücü ölümsüz kılmanın yolu yine erdemli olmaktan geçiyor. Güç sahibi Cömert, Nezaketli ve Belagat sahibi olduğu sürece gerçek popülerliği elde etmiş olur. Ölüm kapısını çalsa bile geçmişte yaptıkları onu unutulmaz kılacaktır. Zorbalıkla edinilmiş gücün etkisi kısa sürer ve bir balon gibi sönmeye mahkumdur. İyi niyetle, sadakatle, hayırseverlikle, adillikle ve cömertlikle elde edilmiş güç insani yükümlülükler bakımından en önemli gösterge sayılmaktadır. Cömertlik bu bölümde önemli bir yerdedir. Zira cömertliği eli bolluktan ayırt etmek gerekir çünkü cömert insan aynı zamanda savurganlıktan uzak durmalı, gösteriş amaçlı cömertliği tercih etmemelidir. İnsanlara yardım ederken onları sadece parayla değil, yararlı olanla mutlu etmelidir. Bir devlet adamı muhakkak Hayırsever olmalıdır fakat bunu yaparken bir veya birkaç kişi için değil, bütün toplumu düşünerek yapmalıdır. “Her şeyden önce ne kadar daha fazla insana yardım edilirse, o kadar çok hayırseverlik yapan insan ortaya çıkar; ikincisi, bir kere hayırseverlik alışkanlığını kazanmış olan insanlar birçokları için iyi işler yapmaya daha hazır ve daha donanımlı olurlar.” 3.Kitap Üçüncü kitapta Cicero, bir dönem Stoa okulunun başına geçen Rodoslu Panaetius’un yükümlülükler üzerine yazdığı eserin izinden gittiğini söyler. Panaeitus yükümlülük üzerine yazdığı eserde, insanların izledikleri yolun ahlâken doğru mu yoksa yanlış mı olduğunu, izlenmesi kararlaştırılan yolun insanın yaşamı için yararlı mı yoksa zararlı mı olduğunu ve ahlâken doğru olarak görünen yolun aynı zamanda yararlı olan yolla çatışması ve insanın bu iki yol arasındaki seçimde nasıl karar alması gerektiğini açıklamayı hedeflemiş, Erkan Kurul’un Yükümlülük Üzerine yaptığı inceleme yazısından anladığımız kadarıyla 3. Yol için zamanı kalmamıştır. Bu bölümde erdem ve menfaat arasındaki çelişki üzerine düşünceleri görebilirsiniz. Erdemli olmayanın ahlaken doğru olmadığını defalarca hatırlatır. Aynı zamanda yazar Stoa felsefesinden yola çıkarak doğa ile bütünleşme konusunda öğütler verir. Ticaret üzerinden hak ile haksızlığın değerlendirmesi yapılır. Kişisel çıkar için sessiz kalmanın da ahlaksızlık olduğunu hatırlatan yazar, bu tür kurnazlıkların erdemden çok uzak olduğunu gösterir. ** “Ancak tehlikeler ve zorluklar arasındayken beliren ruh yüceliği adaletten nasibini almamışsa ve genelin selametinden ziyade kendi yararı için mücadele veriyorsa kusurlu demektir, dahası sadece erdemden yoksun değil aynı zamanda tüm insanlığı huzursuz eden bir yabanilik içindedir. Nitekim tuzaklarla ve kötülükle cesaret şanını arayan hiç kimse böyle bir şöhrete kavuşamaz, adaletten yoksun olan hiçbir şey ahlaken doğru olamaz.” Üzerinden asırlar geçmiş olmasına rağmen güncelliğini korumayı başaran Yükümlülükler Kitabı aydınlanma çağının filozofları tarafından da incelenmiş kimi filozoflar bu eseri yüceltirken kimi filozoflar yetersiz bulmuştur. Fakat Cicero oğluna hitaben yazıp bütün toplumun okumasını hedeflediği eserinde insanlar için çok mühim konuları değerlendirmeye çalışmış nitekim başarılı da olmuştur. İnsanları diğer canlılardan ayıran en önemli özelliğin akıl olduğunu, bu yüzden de kendisini geliştirmek zorunda olduğunu anlatmaya çalışmıştır. İnsan yalnızca bilgelik sayesinde yükselecek, erdemler sayesinde saygı görecektir. Erdemler insanlar için zorunluluk teşkil etmelidir, aksi düşünülmemelidir. Şahsi çıkarlar için göz ardı edilen erdemlere şahit olan Cicero, ta M.Ö 44 yılında yazdığı bu eserle insanlara seslenir. Bütün kötülükler, azgınlıklar ve hak yemelerin arkasındaki sebepler bellidir der, bunlar devlet yöneticilerinin yükümlülüklerini yerine getirememesi, toplumu oluşturan bireylerin de böylesi azgınlığa ve felakete göz yumuyor olmasıdır. Ya tamam işte adam sayfalarca bize iyi insan olmayı öğütlüyor ne var bunda diyebilirsiniz. Fakat yanılırsınız. Cicero devlet kademesindeyken büyük bir güce sahipti. Bu gücü saçma bir şekilde de kullanabilirdi ama yapmadı çünkü ahlakın gerekliliklerini atladığında insani değerleri yitireceğini biliyordu bu yüzden de kalemini oynatarak biz insanlara yaşamın gerçek yüzünü açıklamayı seçti. Bundan bir pay çıkarırsınız ya da çıkarmazsınız. Bu size kalmış. Kaynaklarlar video açıklamasında.
Yükümlülükler Üzerine
Yükümlülükler ÜzerineMarcus Tullius Cicero · İş Bankası Kültür Yayınları · 2021417 okunma
·
2.664 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.