Gönderi

120 syf.
9/10 puan verdi
Yılkı Atı ilçemizde yapılan okuma şenliğinde 7.sınıf öğrencileri için seçtiğimiz kitaplardan biri. Yılkı Atı’nı ilk kez Yılmaz Özdil’in bir kitabında duymuştum. Yazar, bu kitabı gençken soluksuz okuduğunu ve türlü iftiralarla hapse mahkum edilen askerlerimizin milletimize okumaları için Yılkı Atı’nı önerdiğini yazıyordu. O zaman okuma listeme
Yılkı Atı
Yılkı AtıAbbas Sayar · Ötüken Neşriyat · 20216,1bin okunma
·
17 görüntüleme
Metin T. okurunun profil resmi
Halıcıoğlu Kütüphanesi vardı. Sütlüce'ye daha yakındı gerçi. Çocuklara zor gelen, verdiği acı bakımdan karşılaştırılabilecek iki duygudan biri iğne olup, diş çektirmek diğeri de ilk çocukluğunun geçtiği yerden koparılmak. Alakasızdırlar birbirleriyle, ama çocuklukta aynı keseye pekala konulabilirler. Bahri vardı. Bizim köy Tirabizon, sizin köy neresu, diye sorma hastalığı olan, ilk gördüğü insana. İsimini söylediğinde bazılarımız Bahri bazılarımız Pahri, diye anlardık. Eyüp’e göçtü göçmesine de bir türlü kopamadı Sütlüce’den. Eyüp Lisesi, orta ikideyiz. Allem etti kullem etti, ikna etti beni. Kötün tüşer, oyle bir kütüphane yok. Pir ucu pokli Haliç’de diğer ucu Sütlüce mezarlığına uzaniyi. Gerçi o zamanlar karşılıklı tüm tepeleri Haliç’in mezarlık doluydu mübarek. Bizim tarafta tüm yamaç Eyüp Mezarlığı, karşı tarafta da, Sütlüce, Hasköy Müslüman mezarlıkları. Haliç köprü yolunun ortasından geçtiği Hristiyan ve Yahudi mezarları. Okmeydanı’ndan Haliç’e inerken, yağışlı havalardaki kazalar bu mezarlıkların üstünden geçirilmiş yola yorulurdu. Şimdi hatırlayan kalmamıştır. Mezarlıklardan korkardık da evimizin dibindeki camilerin hazirelerinden korkmazdık. Sanki orada yatanlar yakınımız gibi. Haliç Köprüsünün yaya yolundan yürüyüp gittik Halıcıoğlu Kütüphanesine. Yüz metre kare ya var ya yok. Oturduk. Okuduk. Sıkıldık. Gülüştük. Azarlandık. Ama öğrendik ki ikamet kağıdı getirmeden dışarı kitap verilmiyor. Bahri’yle anlaşıp, uzun uğraşlardan sonra, neredeyse bizi öldürecek heyecan içinde birer kitap arakladık. Sırtımıza sokmuştuk. Çıkışta aranacağız ve yakalanacağız diye o kadar korktuk ki, kan ter içinde kaldık. Kitaplarımız ıslandı. Benim arakladığım kitap ilkokul 3-4 sınıfları için bir masal kitabıydı. Aslında gözüme kestirdiğim başka bir kitaptı. Bu kitabın nasıl olup da sırtıma girdiğini hala çözemedim. Bahri şanslı ya da soğukkanlıydı. Arakladığı kitap Abbas Sayar’ın “Yılkı Atı”ydı. Bahri okudu mu bilmem. Hiç sormadım. Aramızda geçmedi konu. Ama o kış, TRT’de dizisini seyrettik. Güzel, içimi heyecanlandıran, beni hülyalara daldıran bir filmdi. Şule Hanım, yazdıklarınız beni ta nerelere götürdü bakın! Paylaşmak istedim. Kaleminize sağlık. Bu arada bloğunuz ne güzelmiş. Çok beğendim.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.