İnsanlık için evreni ve
varoluşu anlama çabası
sonu gelmeyecek bir
yolculuk. Bu, bir bebeğin
doğmadan önceki
hayatını hatırlamaya
çalışmasına benziyor
gibi görünse de kozmos bize bunu
yapabilmemizi sağlayacak ipuçlarını
bırakmış neyse ki. Bu izleri takip
ederek Büyük Patlama’ya yani evrenin
doğumuna kadar gidebiliyoruz ve
evrenin -görebildiğimiz- mekanizmalarını
çalıştıran temel kuvvetlerini
gözlemleyebiliyoruz. Bu gözlemleri
yapabilecek teknik donanımımızın
olmadığı dönemlerde, fizik ve matematik
başta olmak üzere çeşitli disiplinler
yardımıyla bu kuvvetlerin varlığını
tahmin edebilmiştik. Aslında bu bakış
açısıyla konuyu ele aldığımızda, akılcı
düşüncenin evrenin dokusundaki en
temel malzeme olduğu sonucu ortaya
çıkıyor. Biz bu dokudaki ilmeklerin
şifresini çözdükçe, kozmolojinin gizemleri
de birer birer aydınlığa çıkıyor. Kütle
çekimi dalgalarının inanılmaz bir
deneyle gözlemlenmesi, ilk defa çekilen
karadelik fotoğrafı ve art arda bulunan
ötegezegenler (ve bunların atmosferlerini
inceleyebilmemiz) son dönemde
gerçekleşen çok önemli buluşlardan
sadece bazıları. Peki evrendeki
kuvvetlerin hepsini keşfedebildik mi?
Yani bu denklemde pek çok bilinmeyen
var ve hep olacak ama ya aslında henüz
farkında olmadığımız bir bilinen daha
varsa? İşte o zaman şu ana kadar içinden
çıkamadığımız pek çok soruya cevap
bulduk demektir. Elbette bu keşif, başka
soruları da beraberinde getirecek ama bu
sırada insanlık muazzam bir mesafe de
katetmiş olacak. Bu ay gerçekten de ufuk
açıcı bir kapak konusuyla karşımızda.