Gönderi

761 syf.
10/10 puan verdi
·
6 günde okudu
ACOTAR FINAL
Sonunda bu güzel üçlemenin sonuna geldim! Önümde bir 200 küsur sayfalık novella var onun dışında yeni üçlemenin ilk kitabına geçer miyim bilmem. Bu kitabı okumak başından sonuna bir serüvendi. Nasıl geçtiğini anlamadığım saatler boyunca okudum durdum, Prythian'a gittim, aileden biri oldum. Tüm hikayeyi anlatmayacağım tabi ki; 760 sayfayı burda anlatmaya ne dilim ne de parmaklarım yetmez. İlk başlarda Feyre'nin Tamlin'e karşı duyduğu gücenmişlik ve nefret duygusunu içimde hissettim. Feyre yavaş yavaş Bahar'ı içeriden çökertirken onun da ne kadar güçlü ve hedef odaklı -tam olarak bir Yüce Leydi- olduğunu görmüş olduk. Tamlin bu kadar kötü kazıklanmayı ne kadar hak etti tartışılır, ama verdiği yanlış kararların ve aşk için yaptığını iddia ettiği yanlış ittifakların ceremesini çekmeliydi bir noktada. Feyre ailesiyle ve eşiyle tekrar kavuşunca başlıyor savaş hazırlıkları, kendi saflarına adam toplamaya çalışıyorlar. Ve kitabın bu bölümlerinde bol bol maceralara görevlere gidiliyor. Savaş hazırlıkları dahilinde eski düşmanları geçici ateşkeslerle yanlarına çekiyorlar, iki taraf da ordu topluyor ve bu kısım kitabın büyük bölümünü oluşturuyor, aksiyonsuz geçen bölümler. Şahsen ben sıkılmadım, hatta karakterler arası gerilimler, içlerinde oluşan aşklar ve nefretler, iletişimlerini görmek hoşuma gitti hiç sıkıcı değildi. Rhys ve Feyre'nin birbirlerine olan sonsuz güveni, Elain, Lucien arasındaki belirsizlikler, Amren'in eğitimi ve Nesta'nın gizli güçleri... Asıl olayın arkasında bol bol ekstra olay dönüyor aklınızı canlı tutuyor. Morrigan ile Kabuslar Sarayı'nın arasındaki gerilim, Eris ile yapılan anlaşma... O kadar çok şey oluyor ki aslında.En dolu kitap buydu diyebilirim. Beni rahatsız eden herhangi bir tutarsızlık sezmediğimi de belirtmeliyim sanırım. Savaş bölümleri resmen bam diye geliyor nasıl olduğunu anlamıyorsunuz. Kitabın son artık çeyreğinde ful savaş ve aksiyon okuyoruz. Özellikle savaş öncesi yapılan Yüce Lordlar toplantısı inanılmaz derecede gerilimli geçiyor, Helion, Thesan, Kallias ile Viviane gibi karakterleri tanımaktan büyük mutluluk duydum. Sonrasında resmen son vuruşu Tamlin odaya girerek yapıyor ve Rhys ile Feyre'yi gördükçe kuduran Yüce Lord gerçekten nefret edilecek bir karaktere dönüşüyor burada. Hala daha Feyre'ye olan aşkından yaptığı çok belli oluyor ve en sonda savaşta yardıma gelip Rhys'i hayata döndürerek belki de minik bir tık kendini affettiriyor okuyucuya. Savaş sahneleri çok fantastik ve heyecanlı geçiyor, Kazan, Kral, Nesta, Cas, Az ve Rhys ve Feyre arasında heyecan çok yüksek aynı zamanda neredeyse ilk kitaptan beri dillerden düşmeyen Drakon, Jurian ve Miryam üçlüsünü iş başında da görüyoruz. Bizim üç kızkardeşin babası son anda yanında bir insan kraliçeyle de çıkagelince üç kitaptır yavaş yavaş oluşturulan bu muhteşem karakter dizini, ölümsüz canavarlarıyla, Lordları ve Leydileriyle, Illyrialı'larla, insanlarla ve diğer tüm saraylardan her bölgeden ulu perilerle bir sona yaklaşıyor. Bu kitaptan sonra bu kitaba kıyasla minik kalan novellası, savaş sonrası toparlanma zamanlarını konu eden Buz ve Yıldızışığı Sarayı geliyor. Her yönüyle okunması gereken bir seri olduğunu düşnüüyorum, zaten dünya çapında bir üne sahip. Fakat yeni üçlemeye geçmek konusunda kararsızım onu da zaman gösterecek sanırım. TV uyarlaması konusunda çok heyecanlıyım inşallah hakkını vererek güzel bir cast ile hayata geçirilir, beklentimi ister istemez yüksek tutuyorum çünkü Outlander gibi bir kitap uyarlaması diziyi başarıyla ekrana uyarlayan Ron Moore bu işin başındaymış. Herkese iyi okumalar!!!
Kanatlar ve Küller Sarayı
Kanatlar ve Küller SarayıSarah J. Maas · Dex Yayınları · 20182,255 okunma
·
626 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.