Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Artık çok daha iyi anlıyorum onu. Yani yaşamı tanıyorum, en acısı da bu. Biliyorum hüzün mutluluktan daha güçlü bir duygudur. Elleri kıpırdayan her insan sevincinden hemen hüznünü anlatır. İnsana daha yakındır çünkü bu duygu. Bazen umursamıyorum, deli bir dalga alıp götürüyor beni düşüncelerde buluyorum kendimi. Fark ettiğimde sadece yazıyor oluyorum, bazen en iyileri sadece kendime yazıyorum; biliyorum sadece ben anlarım, çok küstahça bir davranış. Şunu öğrendim ki bugün kendime yazmayacaksam yarın hissetlerimi nasıl anlatırım. Sözler verildi, insanlar unutuldu, gün ağarmasına ne kadar kaldı? Yeni bir günle mi başlayacaksın, yoksa geceye ağaran güneşin ilk ışığında da devam mı edeceksin işte benim kaotik dünyam. İnsanın yaşamı anlaması, kendini anlamasından sonra gelir. Bu düşüncenin doğal bir kendini bulma formülüdür. Kapıların hiçbiri ardı ardına açılmaz, tek tek çalacaksın hepsini. Bazıları uzunca bekletir, kapıyı çaldığından bile emin olamadığın ve korkundan tekrar çalmak istemeyeceğin bir bekleyiş, bu kadar uzun. Artık anlıyorum, bu eski bir veda mektubu, hançeri çıkarmak istersin ama o tampon görevi görüyordur, çıkarmak hayatına mal olabilir. Beynime saplanan bu hançeri yavaşça çekiyorum, her şeyin farkındayım. Bu döngüyü kırmak ve beni yaşatan şeyle savaşmaktan başka çarem yok. Hangi insan kendi ölümü için savaşır? Yavaşça çektikten sonra hiç var olmamış olmayı dilemekten başka hiç bir isteğim yok, yaşam götürdükleriyle büyük bir sanrıdır. Bir anda fark ediyorum ki, her şey devam ediyor hançeri çektikten sonra bile. Bu güne kadar beni yaşatan ne o hançerdi ne de dilemiş olduğum ölüm. Ölüm bir insanı nasıl yaşatabilir? Ölüm bir anıdır, hatırlamış olmayı dilediğimiz bir anı. Artık hatırlıyorum kendisini, bana sonsuz bir karanlıkta yaşamı verdi. Onun verdiği yaşamda hüzün, mutluluk, aydınlık veyahut karanlık hepsi seni kendine geri döndürmek istediği yaşam oyunudur. Gözlerimi açtığım her gün daha iyi anlıyorum artık, bu onun hilesi, yaşamın hilesi. Benim savaşım sadece kendime anlattığım adil standartlar değil, bu eşit bir seçilim. Kendime kıyasla dünyayı daha mutlu görüyorum, belki de bu yüzden daha iyi anlıyorum; anladığım kadar ölüyorum, yaşamak uğruna ölmek cesur insanlara yol gösterir, feda ettiği şeyleri hatırlatır. Peki ya bir gün tüm özgürlüğümle kanat çırpmayı bırakırsam, bu benim ölümüm mü yoksa kandırdığım gerçekliğin yeni bir formülü müdür? Hayatı anlayabilecek kadar şaşırt kendini, bir yerlerde senin arzularının başkalarına yol gösterebileceğini öğrenirsin, sen acı tecrübeleri herkesten çok seversin.
··
777 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.