Gönderi

336 syf.
6/10 puan verdi
Vi Keeland kitaplarını hep çok sevmiş ve okumayı sabırsızlıkla beklemişimdir. Kurguları ve karakterleri bana yakın gelmiş, ruhumun sıcak bir yerine izlerini bırakmışlardır. Nefret Mektupları'na da bu aşinalıkla başlayıp birkaç bölüm sonra kendimi sınıftan atılmış öğrenci modunda bulmak üzerimde büyük bir şok yarattı. Ne oluyordu? Neden karakterler inandırıcılıktan bu kadar uzaktı? Kurgu neden karakterlerle uyum sağlamıyordu? Kadın karakter hangi niteliklerle damdan düşerek şirketin vazgeçilmezlerinden oluyordu? Otobüs biletine bile para bulamazken şirket sahipleri karşısında gösterdiği bu özgüven hangi mantığa sığıyordu? Böyle bir özgüven elbette olabilir ama bunun altyapısı okura anlatılmalıdır. Anlatılmazsa, 'yaz yaz, yerler nasıl olsa' repliği satır aralarında dolaşır durur. Rahatsızlık veren noktalardan biri de kadın karakterin erkek karakteri dobralık adı altında arsızca bileylemesiydi. Hani bir cinsel gerilim olur, iki taraf da hisseder ama henüz adı konmadığından hasıraltı edilir. Bunlar birikerek big-bang'e neden olur, biz de tatlı tatlı okuruz. Bizim kadın karakterimiz bu gerilime asla ve asla izin vermeyerek hepsini neredeyse daha yaşanmadan dile getirdiğinden son derece sıkıcı ve seviyesiz bir ilişkiye bizi maruz bıraktı. 'Sen şimdi bunu düşünüyorsun değil mi?' tarzı yakışıksız ve bana göre saygısız yönlendirmeler bize sunulan erkek karakterin çok da sıcak bakmayacağını düşündüğüm söylemlerdi. İki yazar arasında da kurguyla ilgili kopukluk olduğunu hissettiğim durumlar vardı. Ortalıkta bir popoya vurma lafı dolaşıyordu ama iki karakter de o satırlar dışında buna uygun bir davranış biçimi sergilemediler. Eğer öyleyse biz neden o vurguyu okuduk? Yazarlarımız bu konuya girmekten vaz mı geçtiler, yoksa adet yerini bulsun diye mi buraya eklediler hiç anlayamadım. Kısacası çok gereksizdi ve okuru karakterler hakkında yanılttı. 'Yaz yaz, yerler nasıl olsa' yaklaşımının en bariz örneği de kitabın adıydı. Nefret Mektupları deyişinin hikayede hiçbir ağırlığı yoktu. O notlar olmasa da bu kitap olurdu. Hatta aslında ölmeden önce yapılacaklar listesi kitaba isim olarak çok daha fazla yakışıyordu. Beş kere mavi kağıtta not yollanmasından dem vurmak, bir kitabın adı olmak için çok yetersizdi. Bunlar gibi söylenebilecek çok örnek var kitapla ilgili ama dahasına gerek yok. Kitabı sevmeye karar veren her türlü sever. Beklentisi fazla olan da hayal kırıklığı içinde kapağı kapatır.
Nefret Mektupları
Nefret MektuplarıVi Keeland · Epsilon Yayınları · 2021564 okunma
·
95 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.