Yaren ilkokul birinci sınıfta, öğretmeninin attığı tokatla içine kapanan, güvenini kaybeden, okuldan ve öğretmenlerden korkan bir kızdır. Bu sebeple de psikolojik tedavi almaktadır. Kendisine tokat atan öğretmenin okuldan ayrılması ve yerine yeni bir öğretmenin gelmesiyle, hayata yeniden tutunan Yaren'in bir de sağında ve solunda dayanağı vardır iki tane. Poyraz ve Filiz... İki en yakın arkadaşıyla daha da sıkı hayata tutunan Yaren'i gören anne, babası ve ablası mutlu olmaktan kendilerini alamazlar.Yaren'in bu mutluluğu Poyraz'ın İzmir'e taşınmasıyla sekteye uğrar. İçindeki boşluğu resim ve müzik aşkından başka bir şey dolduramaz olur. Hayatında iyi ve güzel şeyler de olmuyor değildir. Babasıyla birlikte keşfettiği müzik yeteneği önemli besteciler tarafından da farkedilir ve Yaren kendisini piyano üzerine eğitim alırken bulur. En değerli piyanistlerden eğitim alan Yaren çok önemli başarılara imza atar. İngeltere'de konservatuvar öğrencisi olmak için burs kazanma şansını yakalar. Bütün bunlar olurken Poyraz'la iletişim halindedir de aynı zamanda. Ancak bu iletişim hali kopuk ve uzun solukludur. Poyraz aylarca ortalıktan yok olup ses seda vermez hale gelir. Ve bu yok oluşlar Yaren'i dipsiz kuyulara düşürür. Yaren Poyraz'a aşık olmuştur olmasına ama Poyraz'dan böyle bir izlenim almamaktadır. Yaren'in İzmir'de verdiği bir konser sırasında Poyraz sonunda Yaren'e açılır ve sevgili olurlar. Ama bu süre uzun sürmez. Sonunda Poyraz'dan asla beklemediği bir anda aldığı darbeyle Yaren bir kez daha yıkılır. Ancak toparlanmayı bilen Yaren İngeltere'ye yolculuk yapıp kampüse girdiği gün Rüzgar'la tanışır. İlk başlarda kitap benim için biraz yavaş ilerlemişti ama Rüzgar'dan sonra kitap aktı gitti diyebilirim. Rüzgar gibi sabırlı olmak, içindeki umudu sürekli yeşertmek ve ne kadar zor olursa olsun yine de beklemek, her yiğidin harcı değildir bence. Kitabın sevdiğim ve beni etkileyen en güzel tarafı, son sözü oldu. "Rüzgarlar Yaren'in hayatında çok önemliydi daima. Önce ılık bir" Meltem'le" çıkıp kabuğundan, bir "Yıldız'la" pırıl pırıl parlamıştı sanatında. Bir "Poyraz'ın" tutsaklığından kaçarken bir "Bora'ya" tutulmuştu sonra kalbi. "Kuzey" rüzgarlarıysa onu sarsarak kendine getirmişti." Buradaki isimlerin anlamını kitabı okuduğunuzda daha iyi anlayacaksınız ki bence yazar güzel bir kelime oyunu yapmış. Kitapla ilgili beni rahatsız eden bazı taraflar da yok değildi. Yaren'in daha ortaokul çağında bir çocukken Poyraz'a olan aşkını farketmesi ve lisede sevgili olana kadar aşk acısı çekmesi beni rahatsız etti. Bu yüzden de kitabın başları benim için yavaş ilerledi. Bana göre o yaşlarda bu kadar aşk acısı çekilmesi garip. Kitaba Rüzgar'ın dahil olmasıyla kitabın hızı da benim için değişti tabiki. Bu tarz kitaplardan hoşlananlar için güzel bir öneri olabilir. Ancak alışık olmadığınız bir tarzsa eğer siz de benim gibi yavaş ilerleyebilirsiniz. Keyifli okumalar...

RüzgârEvren Vangül · Kitap Yurdu Doğrudan Yayıncılık · 202024 okunma

·

72 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.