Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

256 syf.
·
Puan vermedi
Bir kitap seslendi: “İnsanın Acısını İnsan Alır!” O kadar çarpıcı geldi ki. Biz, insan insana dert anlatırız, mutluluğu anlatırız, acıyı anlatırız... anlatmak şifamızdır. Evet, insan insanda şifadır. İnsan insanda arayıştır. İnsan en başta konuşmaktır, akıtmaktır, içindekileri damıtmaktır. Diyor ya Yaşar Kemal İnce Memed’in de: “Konuşan insan öyle kolay kolay dertten ölmez. Bir insan konuşmadı da içine gömüldü müydü, sonu felakettir.” Konuşmak nedir? Ya da sizin bir konuşma tarifiniz var mı size özgü. Mesela konuşmayı hiç böyle tarif ettiniz mi: "Ses verilmiş soluk." Birinin size seslenmesi, soluğunu size harcaması demektir. İnsan zamanla iki şeyi öğreniyor. Sese şekil vermeyi(konuşmak) ve sesi yutmayı(susmak). Susmak bu yönüyle aldığımız bir nefesi vermemeyi andırıyor.. Tartışmak, tartmak demektir. Kişilerin fikirlerini karşılıklı oturup tartması anlamına gelir. Tartışmak haklı çıkmak değil, sonuca varmaktır. Zira “Haklı çıkma tutkusu insanı muhatabına karşı körleştiriyor.” İşte her yazısıyla konuşuyor yazar. Kendisiyle değil, insana ihtiyacı olan herkesle. İçine gömülmesin insan, gömülmesin de incinmesin gönüller diye... Her yazısından ayrı keyif aldım. Her yazısında altını çizecek cümleler buldum. Bazen yazıyı unutup bir alıntıda kaldım. Hani insan kitabı okurken sayfaları çevirir, göz okuma görevini yapar ya, üşte öyle bir halde alıntı cümlesinde kalıp göz okuması yaptığımı anımsayıp alıntıyı bütüne paylaştırmak için baştan okuduğum yazılar oldu. Kitaplar hakkında düşüncelerim anlatırken hep alıntıları kullanırım. Çünkü benim için o kitabı anlamlı kılan yerleri açılmakta yetersiz kalırsam incelemeye bakan insan yazardan duysun da severse okusun diye kitabı. İşte bu yüzden birkaç alıntıya yer vermek istedim. Şükrü Erbaş diyor ki; “İnsanlık ne kadar büyük bir yalnızlığı, yabancılaşmayı, sevgisizliği ve yıkımı yaşıyor olursa olsun, dünyanın herhangi bir yerinde şiir yazan birisi varsa ve onu okuyan bir başkası varsa, barıştan, aşktan, özgürlükten ve güzellikten umudu kesmeye yer yoktur.” “Günlerdir yoksun. Öfkeni bile özledim...” “Geceyi seyrede seyrede öğrendim ki ışık insanın içinde yanmıyorsa yüzüne vurmuyor.” "Seni hiçbir dünya telaşına değişmedim ben." “Bir kirlenmeden korumak için susarak yaşadığım her şeyin bir yenilgi olduğunu çok sonra öğrendim. Benim, kıyısında bir saygıyla beklediğim olanak, başkalarının çiğneyip attığı bir sıradanlıktı...” İşte böyle özelden genele, genelden özele hep insan insan anlatıyor. Kitaptan etkileyici bir yazınım bir kısmı da paylaşmak istiyorum. “... Herkesin, başkasının acısına bakarak kendini rahatlattığı, başkasının sevincinden pay çıkarmaya çalıştığı bir bulanık zamanda, üstüne titrediği her şeyi baba yüklemişti. Bir yağmur damlasını tutar gibi alırdı yüzümü avuçlarına. O zamanlar içimdeki çocuk daha özgür, daha cesurdu. Dünya bu kadar soğuk değildi. Herkes yüreğiyle gülerdi birbirine. İnsan sesinden medet umulurdu. Eşyalar bir salgın hastalığa dönüşmemişti. Pencerelerin önünde başlardı gökyüzü ve toprak. Paylaşmak büyütürdü insanlar bir hazzı; paylaşarak yenerlerdi yalnızlığı. Kimse geri çekilerek tartmazdı ağırlığını. Kimsenin önemi zenginliğinden gelmezdi. İnsanın zenginliği güzelliğiydi. Aşk bir olanaktı iyilik için. Odaların daralmaya, içimdeki sarmaşığın gövdeme dolanmaya başladığı filiz yeşili bir zamandı. Her kirpiğimden bir kuş uçuyordu. Bahar, kalbimden yürüyordu dünyaya. Her şeyin duyguların düzene koyduğu yaşlardaydım. Dört mevsimden damıtılmış beşinci bir mevsim gibi dolu boşluğuma. Gönülce içimde binlerce karınca yürürdü. Baktığı terlerim kıpkırmızı kesilirdi. Sesi, içinde ayrılık olmayan bir ülkeydi. Dünya bir boşluğa düşerdi bir kimden tutunca. Kalbim çıktan varmıştı varacağı yere. Gövdemden başka olacağım kalmamıştı bu coşkuyu karşılayacak. Başka nasıl öğrenilebilirdi insan sınırlarını?” “Üç derin yarayla öğrendim, aşkın, ayrılığın ilk arımı olduğunu. Birisi kalbimdedir; dünyaya katacağı bir incelik kalmamıştır. Birisi gözbebeklerimde; hüzünle bakarken gençlere. Birisi duyu kesilmiş bir ırmaktır alnımda; yıllardır taşlar ve keder akar yatağımdan.” Dolu dolu Ben Sen Biz Var cümlelerinde. Okuyun, hediye edin, sevin bu kitabı. Çünkü o size sizi anladığını ispatlayacak. Keyifli okumalar!
İnsanın Acısını İnsan Alır
İnsanın Acısını İnsan AlırŞükrü Erbaş · Kırmızı Kedi Yayınevi · 201810,2bin okunma
·
231 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.