Kitap hakkında konuşmadan önce değinmek istediğim bir konu var: Önsözü mutlaka okuyun ve asla ön yargıyla yaklaşmayın.
Normalde kitaplarda önsöz okumayı hiç sevmem ama bu kitapta oldukça uzun olduğundan okumazsam çok şey kaybedeceğimi anladım. Okumaya karar verdim, okudum ve pişman olmadım. Önsöz sayesinde elimde tuttuğum kitabın sıradan değil önemli bir kitap olduğunu anladım. Çünkü bu kitap defalarca yasaklanan, çevirmenlerini sürgün ettiren, yazarların sınır dışı edilmesine sebep olan bir kitap.
Dünya üzerinde gerçekleşen bu olaylar tabii ki beni üzdü ama içlerinde en çok üzen ülkemizdeki çevirilerinin yasaklanması, çevirmenlerin bazı cezalar alması oldu. Neyi savunursa savunsun bir görüşü bu kadar ötelemek, bir görüşe bu kadar düşman kesilmek kesinlikle kabullenemediğim durumlardan. Bu yüzden siz de bu kitabı okurken sırf adında "Komünist" geçiyor diye sakın ön yargıyla yaklaşmayın. Tüm fikirlerinizi bir kenara atın ve temiz bir zihinle okuyun. O zaman kitabın size gerçekten bir şeyler katabileceğini düşünüyorum.
Kitaba gelince. Okurken proletarya sınıfında bir insan olarak düşündüm kendimi. Sürekli çalıştırılan, karşılığında emeğinin çok azını alan proletarya sınıfı. Doğal olarak bu sınıfta burjuvaya karşı derin bir nefret oluşmuş ve eşitlikten başka hiçbir şey arzu edemez duruma gelmişler. Bu duygular devamında isyan hareketine dönüşmüş ve devrimler, savaşımlar meydana gelmiş. Komünist Manifesto da bu olayların gelişmesine katkı sağlayan bir kitap. (Hatta en önemlilerinden.)
Kitapta komünizm olabildiğince sade bir şekilde anlatılıyor çünkü hedef kitle burjuvalar gibi kendini geliştirmiş bir kitle değil, hayatı fabrikalarda çalışmakla geçen bir kitle. Bu işçi sınıfının uyandırılması için de kısa ve öz bir eserin yazılması gerekiyor doğal olarak.
Kitapta ne kadar komünizm anlatılsa da işin içine ufak duygular da katıldığını söylemek istiyorum. Bu duygular öfke, isyan, alay, coşku vb. duygulardı. Özellikle kitabın sonundaki duygu dolu cümle beni hem etkiledi hem de hoşuma gitti. Beni bile etkilediyse o dönemin insanında nasıl bir etki uyandıracağını tahmin edebiliyorum. Cümle şuydu: "Proleterlerin zincirlerinden başka yitirecekleri başka bir şey yoktur. Oysa kazanacakları koskoca bir dünya vardır. BÜTÜN ÜLKELERİN İŞÇİLERİ, BİRLEŞİN!"
Bu kitabın etkileri kesinlikle tartışılmaz. Fakat kitaptan sonra yavaş yavaş gerçekleşen bu etkileri maalesef Karl Marx görememiş. Friedrich Engels bu konudaki üzüntüsünü önsözlerin birinde dile getiriyor. Açıkçası ben de üzülmedim değil. Eserinin sonuçlarını görememek oldukça üzücü.
Komünizm benim katıldığım bir görüş değil. Kitabı okuma sebebim farklı görüşleri okuyarak kendimi geliştirmek oldu. İncelemem kesinlikle bu kitap için çok hafif kalır çünkü bilgim kitaba göre çok az. Gelecekte, daha fazla bilgiye sahip olduğumda, tekrar okuyacağım ve o zaman daha kapsamlı bir inceleme yazabileceğim. Şu anda okumamdaki tek amaç empati duygumu geliştirmek oldu. Yine de bunun dışında bana birçok şey kattı.
Son olarak tekrar etmek istediğim konu ön yargı. Lütfen ön yargılı bir şekilde okumayın. Keyifli okumalar.