Gönderi

Fakat bir, iki, üç gün geçtiği halde gelmeyince ferahlamaya başladım. Hele gece saat dokuzu geçti mi iyice canlanıp neşeleniyor, arada bir tatlı tatlı hayaller bile kuruyordum: Mesela, Liza bana gelip gitmeye başlıyor, konuşmalarımla ona kurtuluş yolunu gösteriyordum... Okumasıyla, gelişmesiyle meşgul oluyordum. Sonunda beni sevdiğini, delicesine sevdiğini fark ediyor, ama anlamazlıktan geliyordum (bunu ne diye yaptığımı bilmiyorum; besbelli böylesi daha güzel görünüyordu). Sonunda, mahcup halinin artırdığı güzelliği içinde titreyerek, gözyaşlarıyla ayaklarıma kapanıyor, kurtarıcısı olduğumu ve dünyada en çok beni sevdiğini itiraf ediyordu. Bense hayret göstererek, "Aşkını anlamadığımı mı sandın Liza?" diyordum, "Hepsinin farkındayım, fakat ilk adımı senin atmanı istiyordum; tesirim altında olduğunu biliyordum ve bu yüzden aşkıma minnet duygularıyla karşılık vereceğinden, beni sevmek için kendini zorlayacağından korkuyordum. Sana baskı yapmayı istemiyordum. Zorbalıktır bu... nezaketsizliktir (kısacası George Sand üslubuyla anlaşılması güç, Avrupai incelikleri sıralayarak saçmalamaya başlıyordum). Fakat artık benimsin, bütün temizlik ve güzelliğinle benim eserimsin, sevgili karımsın. Evime hür, başın dik olarak, Evimin kadını olarak gir!"[22]
Sayfa 118Kitabı okudu
·
74 görüntüleme
Ryle