10/10 puan
Bir genç kız düşünün... Yirmi yaşında! Hayata dair umutları, hayalleri var. Ve bir gün
Bir gün hava soğuk olduğu için ertesi gün giyeyeceği kıyafeti kurutmaya çalışırken, ertesi gün dört duvar arasında bir hapishanede buluyor kendini. Sonra anlatmaya başlıyor kısacık ömrüne zorla sıkıştırılmış hüzünlerini. Daha küçük yaşta başlamış olan ve onun peşini bırakmayan berbat kaderini. Bir bakıyorsunuz hapishanede yaşanan, kah gardiyanlarca kah mahkumlarca yapılan eziyetler, bir bakıyorsunuz geçmişinde anasının, babasının, üvey abisinin, halasının, hele ki nefret edilesi amcasının yaptıklarını yaşıyorsunuz o genç kızla.
Ne yazarın ilk kitabı olduğunu anlıyorsunuz, ne de bir kadının iç dünyasını nasıl bu kadar anlayıp anlatabildiğini. O kadar sürükleyiciydiki 2 günde bitirdim. Yeri geldi güldüm, yeri geldi gözlerim doldu, yeri geldi isyan ettim adaletsiz dünyaya.
Sıcacık evlerimizde otururken, bizden apayrı bir dünyanın kapılarını açıp içeri bakmak isterseniz mutlaka okumalısınız bu kitabı. Hayatın gerçeklerini…