Gönderi

496 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 17 hours
Yazarın ara sıra böyle uzun sayılabilecek romanları da oluyor, iyi de oluyor biraz roman okumak istiyordum zaten. Zaten bir Gülün Adı bir de Prag Mezarlığı onun en iyi romanları arasında gösteriliyor. Gülün Adı romanına sinir olduğumu daha önce 2 yazımda belirtmiştim o yüzden bana göre de en iyi romanı budur diyebilirim. Kitap, çift anlatıma sahip. Bazen roman kahramanı Simonini’nin ağzından bazen de kim olduğunu bilmediğimiz üçüncü kişi tarafından aktarılıyor. Simonini’yi kısaca tanıyalım. Kendisi gerçekten var, yazar en son açıklıyor onu. Aynı zamanda bir İtalyan ama Fransalı. Kahraman karakter kendini öyle tanımlıyor, tartışacak değiliz tabii. :)))) Kadınlar konusunda tam bir İtalyan erkeği gibi mi davranıyor diyelim yoksa olgunlaşmamış mı diyelim bilemiyorum. Ya da o taraflara ilgisi yok da diyebiliriz. Yazar burayı biraz gizemli bırakıyor. Aynı zamanda iş ahlakı olmadığı gibi tamamen çıkarına düşkün yaşayan birisi. Bir yerlerden tanıdık geliyor gibi ama... Kısaca işine nasıl geliyorsa öyle, kendinden başkasını düşündüğü gün öldüğü gündür diyebileceğimiz karakter. Aynı zamanda konu İtalya olunca ve önceki çağın hikayesi olunca Eco da bütün birikimini aktarmayı başarıyor. Madem diyor kimse tarih kitabı okumuyor, ben de böyle yaparım. İşinize gelirse. Açıkçası böylesi daha iyi oluyor. Tabi ne kadar uzman olsa da ben Dan Brown tasvirlerini de aşamadığını düşünüyorum. İşin içinde İtalya olunca aklıma direkt Brown gelir. Garibaldi ve Mazzini’nin yönetimi ele geçirmesiyle Simonini, Fransa’ya kaçıyor. Buradan sonra da kendisini Fransız ilan ediyor zaten. İçinde bitmeyen bir nefret olması ve bu nefretin Yahudilere dönük olması da dikkat çekici noktalardan. Ama aynı zamanda çıkarları söz konusu olunca en yakın arkadaşı bir Yahudi olabiliyor. Dedik ya ahlak yok ve çıkar üzerine yaşıyor diye. Bu da alttan alta bir siyasi mesaj aslında. Bir şeylere toplumun önünde karşı çıkıp, kapalı kapılar ardından iş yürütmek gibi... İlginç bir nokta da bu kişinin sahte belgeler düzenleyerek maddi olanaklarını arttırması yani zengin olması. Hem de çok zengin olması. Ancak yazar burada akıllara şüphe düşürmeyi ve okuyucuda merak uyandırmayı başarıyor. Nasıl? Bunlar kayıtlara gerçek diye ulaşan ve günümüze gelen bilgilerle kıyaslanıyor. Tabii şimdi ki gibi bilgiye ulaşma şansımızın olmadığını da düşünürsek bu belgeler gerçek mi yoksa güçlü olanın, kalemi olanın yazdıkları ve doğru kabul edilen yazılar mı? Bunu asla bilemeyeceğiz. Sezar’ın ölene kadar girdiği her savaşı kazanması gibi bir durum. Kaybedince de kaybetti değil vazgeçti muhabbeti. Olabilir tabi kesin böyle oldu diyemiyoruz. Biz daha kendi yakın tarihimizin nasıl olduğundan bile emin değilken başka bir ülkeninkini nereden bilip emin olalım. Epey merak uyandırıcı ve sürükleyici bir eserdi. İlginizi çekeceğinden neredeyse eminim. Hepimize iyi okumalar diliyorum..
Prag Mezarlığı
Prag MezarlığıUmberto Eco · Doğan Kitap · 2017971 okunma
·
150 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.