Gönderi

80 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Yüce Tanrı Pan; kendi içinde göndermeleri, karmaşık karakterleri, yazar tarafından açıklanmayan ve okurun zihnindeki derin korkuya bırakılan bölümleri ve en sonunda "Fragmanlar" başlığı altında hem yazarın üslubunun hem de kitabın özetini sunan iki-üç sayfalık bölümüyle zihnimi oldukça çalıştıran, keyifli bir eserdi. Öncelikle kitapta, artan merakımı tatmin etmeyen eksiklikten bahsetmek istiyorum. Yazarımız olayı tüm hızı ve heyecanıyla anlatırken birden kesip sözünü kesip her şeyi pat diye yarıda bırakıyor ve hiçbir şey olmamış gibi ya olaya devam ediyor ya da yeni bir şeyler anlatmaya başlıyor. Kitapta bu cevap bulunmayan kesinti ile dört kez karşılaşıyoruz. Bu kesintiler akla iki seçenek getiriyor; ya yazar okurun yaşamındaki korkular ile eserini birleştirmek istedi ya da hayal gücü tam orada tıkandı. Tıkanan yerlere baktığımda her iki cevapta gayet makul geliyor bana :) ... Rachel annesini görür görmez haykırmış: "Ah anne, anne neden Helen'la ormana gitmeme izin verdin?" Bayan M. böylesine garip bir soru karşısında şaşmış ve sorular sormaya başlamış. Rachel ona çılgın bir hikaye anlatmış. Anlattığına göre- ( syf:22 ) ... "Evet, bir gece ortadan kayboldu. Nereye gittiğini bilmiyorum ama onu bir kez daha görürsem ölürüm. Hikayemin geri kalanı ilginç değil; menfur sefalet, o kadar. Abarttığımı ve seni etkilemeye çalıştığımı düşünüyor olabilirsin, Villiers ama sana yarısını bile anlatmadım. Seni ikna edecek bazı şeyler anlatabilirim ama bir daha mutlu gün yüzü göremezsin. Hayatını benim gibi lanetli biri olarak geçirirsin, cehennemi görmüş biri olarak." ( syf:28 ) ... Austin el yazmasını aldı ama okumadı. Düzenli sayfaları rastgele açarken gözü bir sözcüğe ve devamındaki cümleye takıldı; midesi allak bullak oldu ve beyaz dudaklarına şakaklarından soğuk ter akarken kağıdı masanın üzerine koydu. ( syf:65 ) ... bir ara önümdeki boşlukta bir Form gördüm, bunu betimlemeyeceğim. ( syf:72 ) Eser dikkatli bir okuma istiyor, ilk sayfalarda yarım kalmış cümleler ilerleyen sayfalarda tamamlanıyor. Bu tamamlanan cümleleri de sürekli yeni karakterler yardımıyla birleştiriyoruz. Karakterler pat diye gelip kendi hikayeleriyle ana hatta ilerliyor ki bu durum muhteşem birleştirilmiş. Ancak yukarıdaki dört kesit net olarak tamamlanmıyor. Hikaye içine hikaye serpiştiren yazar neden en korkunç yerde yeni bir hikaye daha oluşturmuyor? Kelime ve cümlelerle bir sanat oluştan kişi korku salacak bir cümle bulamadı mı ya da eser içinde gereksiz betimlemelerden ziyade o korkunç formu betimleseydi nasıl olurdu? vs. sorular beni hayli düşündürüyor. Evet, eserde aratan bir gerilim var ancak bu durum olayı anlamaya çalışan okurun artan nabzı mı yoksa esrarengiz hikayenin sona gelirken çözülen düğümün oluşturduğu hissiyat mı bunu çözemedim :) Okuyacak olanlara şimdiden keyifli okumalar dilerim :)
Yüce Tanrı Pan
Yüce Tanrı PanArthur Machen · İthaki Yayınları · 20181,281 okunma
·
96 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.