Milena, Praglı aristokrat bir aileden gelen ve Yahudi kökenli Ernst Pollak’a aşık olup; babası tarafından kliniğe yatırılan ama bu süreçte de Ernst Pollak ile iletişimi kesmeyip klinikten ayrıldıktan sonra babasına rağmen onunla evlenen ve her defasında aldatılan, uyuşturucuya başlayan, maddi sıkıntılar yaşayan ve maddi sıkıntılarından kurtulmak için çevirmenlik yaptığı dönemde Franz Kafka ile tanışıp, Kafka’nın eserlerini Çekceye çeviren ve böylece dünya edebiyat tarihine geçecek mektup aşkının yaşanmasına yol açan,Franz Kafka’nın aşık olduğu kadındır. Dostoyevski’nin “İnsancıklar” adlı romanı gibi mektup aşkı üzerine kurulu bir eserdir; “İnsancıklardan” farklı olarak karekterler ve yaşanan olaylar gerçek olup sadece Kafka’nın Milena’ ya yazdığı mektuplardan oluşmaktadır. Sayfa 415 ten sonra sadece Milena’nın Kafka’nın yakın arkadaşı Max Brod’a yazdığı mektuplar vardır. Franz Kafka’nın ölümünden sonra mektuplarının yakılmasını vasiyet etmiş olmasına rağmen, mektupları kitap haline getirip dünya edebiyatına bağışladığı için kendisine teşekkür etmek gerek. Kitap, Kafka’nın Nisan 1920 de başlayan ve 1923 e kadar Milena’ya yazılan mektupları içerir. Milenanın yazdığı mektuplar olmadığı için verdiği tepkileri ya da ne yazmış olabileceğini Kafka’nın yazdığı mektuplarda anlayabiliyoruz. Çok hassas, ince,düşünceli bir ruha sahip olan Kafka’nın bu mektuplarını okurken sanki günlüğünü okuyor gibisiniz, çünkü bazen bir günde birden fazla ve her gün yazılmış mektuplar var. Çektiği sıkıntılar, hastalığı,yaşadığı korkuya ,heyecana ve aşka tutun da 1920 yıllarda tasvir edilen yağmura kadar şahit oluyorsunuz, ki bence dünyanın en garip duygudur sizden 100 yıl önce yaşayan insanların duygularını okumak ve bir şekilde hissetmek ve o insanların artık hayatta olmaması… Mutlaka okunmalı diye düşünüyorum.Keyifli okumalar.

Milena'ya MektuplarFranz Kafka · Can Yayınları · 202354,7bin okunma

·

400 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Ebru