Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

1062 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
15 günde okudu
Öyle kitaplar vardır ki, elinize alıp daha ilk sayfasını bitirmeden ürperirsiniz. Olağanüstü hiçbir şey yoktur, ama duyduğunuz yepyeni bir sestir. Kendi kendinize, bu sesin, bu ürpertinin, kitabın sonuna değin sürüp sürmeyeceğini sorarsınız. Bellekten, bilgelikten, düş gücünden, zihinden, felsefeden değil, yaşamın içinden doğan bir romandır o. Öncelikle bu bir kitap incelemesinden ziyade farklı bir bakış açısıdır. Kitabı 1K da tanıştığım, benim için çok farklı bir konumda ve değerde olan, derdimle dertlenen, neşemle neşelenen kitap dostum, değerlim @okuyan1merve ile beraber okuduk. Daha sonra aramızda kendi çapımızda değerlemesini yaptık. Bütün bunların kaybolup gitmemesi için de buraya yazıya dökmek istedim. M- Anlat bakalım, neden çok sevemedin Anna'yı? B- Aslında sevdim, çok da sevdim. Bunun farkına kitabı okurken değil daha çok kitap bittikten sonra vardım. Şimdi geriye dönüp baktığımda yaklaşık on beş gün boyunca Tolstoy ile sohbet ettik. Kitap bittikten sonra bir garip duygu kapladı içimi, bir yalnızlık bir terk edilmişlik..Anna'yı aradım, Levin'i, Kiti'yi, Vronskiy'i ...özledim sanırım.. M- Canım Tolstoyum.. B- Karakterleri öyle benimsetti ki kitabın kapağını kapattıktan sonra terk edilmişlik hissi oluştu. Ama terk eden biz miydik, onlar mı? M- Bu kitaptan sonra üç kitap daha okudum ancak hala Anna'nın büyüsündeyim.. B- Anna'sız kaldık, öksüz gibi, Senyora gibi.. Sonra dikkatimi çeken bir başka nokta; yazar bu yedi ana karakteri öyle ince çizgide götürüp getirdi ki ne iyi insan ne de kötü insan olarak lanse etti. Doğal yönleri ile gösterdi daha çok. M- Evet, kitabı da zaten o dönemden bu döneme taşıyan da karakter tasvirleri olsa gerek. B- Ayrıca karakterlerin kendi düşüncelerindeki gelgitlerini de ustalıkla yansıttı. Mesela Levin'in kitabın başlarında atesit düşünce yapısı kitabın sonlarına doğru çok farklı bir çizgiye erişti. M- Evet, yeter sus ben anlatacağım..;) B- Anna ve Vronskiy'i buluşturan bir tren kazası idi, ve ayıran da bir tren kazası oldu.. M-Dahiyane bir kurgu. B- Tek eleştireceğim nokta demeye utanıyorum, ben kim Tolstoy'u eleştirmek kim. Ancak Vronskiy'in Anna'nın ölümünden sonra savaş bahanesi ile sahneden alınması, biraz basite, kolaya kaçılmış gibi algılamama sebeb oldu. Anna'nın ölümünden duyduğu üzüntüyü hissettirmeliydi diye düşünüyorum. M- Belki de yazar Vronskiy'in ön plana çıkmasını istemedi. Eğer öyle olsaydı okuyucu da farklı bir izlenim oluşacaktı, ya da Anna arka plana itilecekti.. B- Belki de sen de haklısın, kalk Tolstoy cevap ver, neden yaptın bunu? Ayrıca bir noktaya daha değinmek istiyorum, Anna'nın ölümünün hemen akabinde Kiti'nin doğum yapması, ölümün ardından yeni bir hayatın gelmesi de insanda farklı duygulanımlara sebebiyet veriyor. Söyleyeceklerim şimdilik bu kadar. M- Öhöm öhöm başlıyorum.;) B- Cızırtı yapıyor.;) M- Öncelikle şunu belirterek başlamak istiyorum. Bu kitabın ismi neden Anna? Neden Levin değil, diye kendine sordun mu? B- Sordum evet neden peki? M- Tolstoy bu kitabı ilk önce sadece Levin'in olduğu bölümlerle yazmış. Sonra bu şekliyle ilgi uyandırmayacağını düşünerek Anna'yı ilave etmiş. B- Ben de bir yerde okuduğum kadarıyla şöyle biliyorum. Anna karakteri gerçek bir tren kazasında ölmüş, Tolstoy bundan çok etkilenmiş. M- Evet. Ayrıca kitabı sevmemin, ben de özellikle etki bırakmasının ilk nedeni Tolstoy'un Levin karakteri ile kendini bize sunması. Levin'li kısımlarda gözümde hep Tolstoy canlandı. B- Jack London'un Martin Eden'i gibi desene.. M- Aynen tam olarak öyle. Ahh Martin...;) B-Ahh Ruth..;) M- Onun da yeri çok başka. Neyse konuyu dağıtma.;) İlişkileri anlatışı, kişiler arasındaki ilişki farklılığına da dikkat çekmek istiyorum. Biri normal ilişki, bir diğeri çok tutkulu, diğeri ise sadakatsiz, yalanlı dolanlı ve sadece çocuk yapmak için yapılmış bir evlilik stili. Bu tarzı ile de kitabı bir başka sevdim. B- Bak evet sen söyleyince daha çok fark ettim ben de. Anna-Vronskiy = Tutku Dolli-Stiva = Yalan-dolan-sadakatsizlik Levin-Kıti = Normal, ideal bir ilişki, mutlu bir evlilik Aleksey = İş, güç ve hırs M- Ayrıca harika değişimler vardı, kitabın başında tanıdığımız Levin ile sonundaki çok farklı, yine keza ilk Kiti ile son Kiti ... Tek düze işlememiş, insanların hayatındaki ve düşüncelerindeki farklılaşmayı ustalıkla işlemiş. B- Belki de bu, eserin en önemli özelliği. M- Ve tabi ki benim de sıkıldığım kısımlar oldu. Oldu ama bunun bir dönem romanı olduğunu göz önüne aldığımda, adamların bu kitapları hep bir amaç uğruna yazdıklarını düşündüğümden o kadar da bunaltmadı. B- Ahh o ot biçme sahneleri ve havalanan su çullukları size de selam olsun, sizi de unutmayacağız..;) M- Kitapta herkes kendinden bir şeyler bulabilir. Çünkü çok sayıda karakter var ve hepsinin de duygu ve düşünceleri ayrıntılı bir şekilde aktarılmış. Ve bazı kitaplar vardır, okuduğun sadece otuz sayfalık bölüm bile yüzlerce sayfayı iyi ki okumuşum dedirtir. İşte Anna'nın ölüme olan yolculuğu beni inanılmaz derecede etkiledi.. B- Hepsine katılmakla birlikte şu kısmı da eklemek istiyorum. Bugün Moskova'ya ya da Petersburg'a gitsem aç ve açıkta kalmam. Alayını tanıyorum artık.;)) M-Ahahahah;)) Bir de mesela çok güzel eleştiriler de vardı. B- Mesela? M- Anna"ya gösterilen tavırla Vronskiy'e gösterilen aynı değildi. Sosyete, üst tabaka Anna'yı dışlarken, Vronskiy normal hayatına devam etti. B- Çok doğru söyledin. Çünkü kadın olmak suçtu, namus denince ilk akla gelen kadındı..!! M- Ve ayrıca gizli saklı yapılan dedikodu şeklinde olan yasak ilişkiler yadırganmazken Anna cesurca itiraf ettiği için yargılandı. Ve öğrettiği en önemli konu da "Aşk Cesurların İşidir"oldu. Genel olarak değerlendirecek olursam kitap unutamayacaklarım arasında yerini aldı. Öyle ki Tolstoy'un Anna ile ilgili kısmı yazarken odasından iki gün boyunca çıkmayıp, cenin pozisyonunda yatması beni çok etkiledi. B- Anna gerçekten ilgi çekici bir karakterdi. Dönemin Rusyası şartlarında değerlendirecek olursak aşkının peşinden gitmesi, çocuğuna bağlılığı, kocasına açık yüreklikle her şeyi itiraf etmesi, vs. Biz de böyle bir durum olsa o roman şöyle devam ederdi. Kadın otuz yedi yerinden bıçaklandı...! M-Maalesef..Evet söyleyeceklerim bu kadar. B- Biz Annasız, Levin'siz,..çok ayrı kalamayız. İlerleyen zamanlarda muhakkak kendisini hatırlatacaktır. Başka kitaplarda ve başka hayatlarda kavuşmak üzere. Esen kalın kitapla kalın..
Anna Karenina
Anna KareninaLev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Yayınları · 201939,6bin okunma
··
1.287 görüntüleme
Female Eagle okurunun profil resmi
Bu şahane kitabı seninle okumak aşırı keyifliydi tek başıma okusam bu denli keyif alamayabilirdim. Böyle bir kitaba da böyle bir inceleme yakışırdı 😌 İncelemene ba yıl dım 🥳 Daha nice kitaplarda bulaşalım inşallah canım benim 🤗 Bakalım Budala’da bizi neler bekliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.