Gönderi

192 syf.
·
Not rated
·
Read in 4 days
Şermin Yaşar ve hikayeleri
(spoiler içerir) Şermin Yaşar daha önce farklı şekillerde duyduğunuz gördüğünüz belki de yaşadığınız şeyleri kısa kısa hikayecikler haline getirip önümüze koyuyor. Her seferinde o samimiyeti sıcaklığı buluyorsunuz. Ben bunu tanıyorum biliyorum diyorsunuz adeta. Deli Tarla'da böyle 16 küçük hikayecikten oluşuyor. Okudukça insanı çepeçevre sarıyor. Bu notları kendime çıkarıyorum aslında. Bu kitapta nerde ne geçmişti diye ama okumak isteyenlere küçük küçük notlarda bırakmış oluyorum. Deli Tarla hikayesiyle başlıyor kitabımız. Babasının mirasını paylaşmak isteyen 4 kardeşin hikayesi. Herkes mirastan bir pay alırken babalarının delirip öldüğü için kimse öldüğü tarlayı almak istemiyor. Herkes bir bahane bulup diğerine atıyor tarlayı. En son tarla öğretmen Kerim'de kalıyor. Hem bekar hem de annesine bakıyor. Babaları çiftçilik yapıyor köyde, bu tarlayı alıyor içine küçük bir kulübe yaptırıyor seracılık yapıyorlar. Adam her gün tarlada yatıp kalkıyor sonra bir gün babasının yardımcısı Ekrem abi kendisini asıyor sonra da babası delirip ölüsü köyün dışında bulunuyor. Kerim psikoloğa bile gidiyor ama nafile. Okula proje için gelen Ziraat mühendisi Figen ile karşılaşıp ona aşık olunca her şey değişiyor. Figen'i deli tarlaya götürüyor orada anlıyor babasının neden delirdiğini gerisi kitapta. Adieu Hala: Annesi babası almanyaya giden bir kızın (Münevver Hala) onları bekleme hikayesi. her sabah büyük bir umutla valizini hazırlayıp yatsı ezanıyla yatıp ertesi gün pencerede kendisini almaya geleceklerini bekliyor. abisi ve yeğeniyle kalıyor ancak bu bekleyişler bitmiyor. Halasını çok seven Nazlı evlenmemiş babası öldükten sonra da halasıyla yaşamaya devam etmiş. Münevver Hala terzilik eğitimi almış almanca öğrenmiş anne babası onu götürmelerini bekliyor ama öldüklerini söylememişler. Her gün yeni farklı elbiseler dikmiş. Nazlı bir gün bu elbiseleri retro elbiseler alan bir yere götürüp yüklü bir para alıp kazandıkları parayla halasıyla Almanya'ya anne babasının gezdikleri yere götürüyor. Artık beklemeler bitiyor ve butik dükkanı açıyorlar. ölümüyle de halasını anne babasının yanına defnettiriyor. Bir Garip Külkedisi Masalı: Çapkın Fikret ve zengin kızı Semiha'nın öyküsü. Necati Bey tek kızını yardımcısı fabrikasını teslim ettiği yetim Fikret'le evlendiriyor çünkü güveneceği kimse yok. ama fikret yere bakan yürek yakan bir damat. Aynı anda 3-4 sevgilisi var. Semiha filinta bir erkekle evlendiği için mutlu ama karı koca olamadıklarını kimseye annesine bile söylemeyecek kadar çekingen bir kız. Fikret'in eşi ve kayınvalidesini doktora giderken yaşadığı ayakkabı hikayesiyle sona eriyor. Cebimdeki Osman: Antikacılarda dolaşmayı vakit geçirmeyi seven kahramanımız bir resim buluyor. Resimde bir çocuk ama her seferinde başka ailelerin yanında resim çektirmiş. Çocuk hepsiyle aynı şekilde gülüyor. Bazılarında karı koca gülüyor bazılarında somurtuyor. Ama çocuk gülümsemeyi ihmal etmiyor. Elinde 4 fotoğrafla bu çocuğun peşine düşüyor. 60-70 sene öncesinin bir resmiyle sokak sokak dolaşıp fotoğrafçının oğlu Hami'yi buluyor huzurevinde. Hami fotoğraftaki osman'ın hikayesini anlatıyor. Kim mi bu osman o da kitapta:) Ama Böyle Olmadı: Dünyaya 6.80 kilo olarak gelen kızıl saçlı Ramiz'in hikayesi. Annesi kendisi doğduktan kısa bir süre sonra ölen bakımı teyzesine kalmıştır. Yemeye içmeye doymayan insan azmanı oluyor. Ama işte herkes tarafından bu özelliği nedeniyle dışlanan Ramiz kendini eve atıyor dışarı çıkmıyor. Teyzesiyle İstanbul'a taşınıp kapıcılık yapıyor. Mahalleli habercilere haber veriyor ama bizimki susuyor bir şey söylemiyor. En son bir müteahhit ona zırh giydirip koruması yapıyor. Ramiz halinden memnun yiyor içiyor konuşmuyor. Vücudunu saran kansere yenik düşüp zırhının içinde ölüyor. Habercilerin son sözü hikayenin adında saklı. Çitile: Nurgül temizliği hastalık hastası haline getirmiş biridir. Bakkalcılık yapan Hakkı Enişteyle tanışıp evlenmişler. Evdekilere kök söktürdüğü temizlikten bulunan ailesi rahat bir nefes almıştır. Ama bir gün kapı açılır ve Nurgül eve geri gelir ve "Hakkı'yı boşadığını söyler". Herkes Hakkıya ulaşmaya çalışırlar ama ulaşamazlar. Herkesin illallah dediği nurgül'e hakkı yıllarca dayanmıştır. Bir hafta sonra elinde çiçekle gelen hakkı sonunda nurgül'ün her gece çıkarmaya çalıştığı doğum lekesini ameliyatla çıkartmıştır. Senden Çocuğum Olsun İstiyorum: Duran ve Sakine mahallenin en sessiz kimsenin evlenmek için adını bile anmadığı iki çocuğudur. Bir gün evlendiklerini duyunca herkes şaşırır. Sakine Duran'dan hamile kalmıştır. 10 tane çocukları olacağını söyler Duran mutlu bir ifadeyle. İlk çocuklarına İlker adını verirler. İlker büyüdükçe mahalleyi birbirine katar, herkesin illallah çektiği çocuk olur. Duran ve Sakine'nin ilk çocukları böyleyse diğer 9 unu düşünemezler. Çocuk yapmamaları için ne kadar dil dökseler de Sakine yine hamile kalır. Doğumdan sonra çocuğun kulağına ismini söylediler... Çıksın Halim: Grafiker Mert herkesin tecrübeli grafiker araması nedeniyle bir türlü iş bulamaz en son bir cafeye garson olarak işe başlar. Malatyalı patron karısından korkmakta haftada 3-4 gün gelen eşi ve arkadaşlarına masalar ayırmaktadır. Diğer günler eşinin arkasından atıp tutuyor, evlilik nasihatleri veriyor garsonlara. Bizim Mert yengenin garsonu oluyor masayı o düzenliyor bakıyor servis yapıyor. Bir gün uydurduğu kahve falıyla yengenin gözdesi oluyor. Yengenin arkadaşlarının kahve falına bakarak paraya para demeyen mert yengeyle açtığı kafeyi iyice ilerletip sonra ortalıktan kayboluyor. Kendine bir reklam ajansı kurup devasa bir tablonun içinde kıl bir fırça koyuyor. altına da "Creative is in a cup of coffee.." sloganı atıyor. Marş Marş Üşengeçlikte master yapmış kahramanımız iş için en yakın evde oturmaktadır. Hayatının her anında üşengeçliğinden vazgeçmez. Çocukken tv başında oturur yemeğini orada yer, okula hemen yanındaki okulda devam eder. Büyük bir görsel hafızaya sahip olduğu için üniversite sınavına abisinin çalıştığı kadar çalışıp iktisatı kazanır. Üniversite yurdunda kalır yaz tatilinde valiz taşımak zorunda kalmamak için ailesinin yanına bile gelmez üşengeçlikten. Bir yaz denize tatil için gideceklerdir valiz taşımaya üşendiği için kat kat elbiseyle gider ailesinin yanına. Arkadaşları KPSS'ye hazırlanıp memur olmak istediklerini söyler. Bizimki üşengeçliğinden arkadaşlarının yanına oturup öyle çalışır yine sonunda belediye memur olur. Hiç bir projeye katılmaz ona da çevreyle ilgili gelen telefonlara cevap vermesini isterler. En sevdiği işi yapar oturduğu yerden telefonlara cevap verir. Evine gitmeye bile üşenir odasını evi gibi kullanır üşengeçliğinden. Güvenlik Görevlisi Rıza ile arası iyidir. Başkanın odasını kullanması fikrini verir taki Başkan bir gece gelene kadar. Ertesi gün Rıza işten atılır ama kendisi de Marş Marş diyen bir adamla yürüyüş yapmak zorunda kalır. 3 aydır istifa edebilmek için eve yakın bir iş aramaktadır. Geçinip gidiyoruz işte: Geçimsiz Vedia Teyzenin hikayesi. Enişteler kuzenler evliliklerinin ne kadar süreceği konusunda bahse girdikleri Vedia Teyze Kemalettin Beyle 2 yılı aşkın süredir hala boşanmamışlardır. Kemalettin Bey her ziyaretlerinde geçinip gidiyoruz demektedir. Vedia Teyze önce Asım Enişte ile evlendi. O öldükten sonra Emekli Deniz Albayı Şemsi Bey'i, Mesut Enişteyi, Ressam Fikret'i sonra Vahap Enişteyi aldı ama hiç kimse teyzeye dayanamadı. Kemalettin Bey herkesi şaşırttı. Herkes merak için evlerine ziyarete gittiklerinde sebebi ortaya çıkmıştı. :) Kamil'in Denizkızı: Sonu en hüzünlendirenlerden bir tanesi. Mutlaka okunmalı. Kamil'in neden denizkızı hikayesi anlattığını. Herkesin bir derdi var ama bizim doktorun bir derdi yok. Herkes dertten içer doktor derdi olmadığı için. Kamil herkesi neşelendirir, güldürür ama içindeki derdi kimse bilmez. Pankreas kanseri teşhisi konan Kamil doktorun tüm çabasına rağmen tedavi görmeyi reddeder. Doktor sorar kamil de ölmeden önce denizkızı hikayesinin aslını anlatır. Büyük İkramiye: İki senedir evlilik hayali kurduğu Ayşen'in başkasıyla evleneceğini duyar, işinden de ayrılır. Kendisine milli piyango bayi açar. bağıramaz ama herkesin derdini dinler psikolog gibi yardımcı olmaya çalışır. en son bir psikolog gelir dükkan açmak için bir bilet alır, ilk görüşte vurulur kıza elindeki tüm biletleri verir ama piyango çıkmamıştır. kız sonra gelir ama yine çıkmaz. kızla artık bir şeyler içerler sonra ne mi olur büyük ikramiye adama çıkmıştır. Seni Seviyorum Aşkım Nice Senelere: Temizlik, titizlik, garip takıntıları olan bir annemiz var bu hikayede. Evde alkol bazlı hiç bir şey yoktur. Sigaranın çubuk kraker şeklinde olmasına bile karışır. Babası bir gün sigarayı içer, annesi bayılır sonra evde kolonya olmadığı için suyla ayıltırlar. Babası evden gider bir daha gelmez. Abisi de Antalya'da bir otelde çalışmaya başlar. Annesiyle birlikte kalırlar babasından gelen parayla geçinirler. Babası ölünce onun emekli aylığıyla devam ederler. Abisinin kumar borcu yüzünden kredi çekip onu öderken yine zar zor geçinirler. Nevzat abi yardım eder belediyeden koli alır getirir. olanlar da yılbaşı gecesi ramazan kumanyası dağıtılırken olur. Kumanyanın içinden bir not çıkar hikayenin başlığı:) İki Elma: Kitabımızın en yürek burkan hikayelerinden ikincisi. Serdar iki engelli kardeşi ve anne babasıyla bir evde yaşamaktadır. Annesi Serdar ile ilgilenmez hep Esma hanım ilgilenir. Eve 2-3 ayda bir değişen hizmetçiler vardır. Onlar da ancak dayanıp gitmektedirler. Serdar baba parasıyla bir şeyler yapar eşinden yeni boşanan Aslıyla tanışır bir yıl sonra da evlenirler. Ailesiyle tanışmaya evlendikten sonra giderler. Annesi babası üzülseler de belli etmezler. Serdar Aslı'yı kendi annesi gibi görür, onun bir dediğini iki etmez herşeyi yapar onun için. istanbul'dan taşınıp sakarya'da bir köyde yaşamayı bile kabul eder. Bir gün kapı çalar ve ben açarım anne der kapıyı açamaz ama bardak taşmıştır ve aslı terketmiştir Serdar'ı. Serdar'a artık her yer dar gelmektedir. hep aslı'yı düşünür. onunla geçirdiği zamanları tekrar tekrar yaşar. Bir gün pazara giderken köylü karı kocayı evine alır. kadın arka koltukta sigaranın birini yakar birini söndürür. Kadın oğlunun yanına istanbula gidiyordur. Pazardan dönüşte yine adamı alır Serdar. Adam kusura bakma der hanımımın. evde iki engelli çocuğum var 32 yaşlarında. oğlu çağırdı mecburen gidecek n'apsın der ben de şimdi çocuklara bakacağım bir hafta elma aldım der oyalasınlar. serdar annem n'apsın kızlar n'apsın der .... Dünya Ahiret Abimsin Mahallenin gariban babası, herkese yardımcı olan, iyilikten başka bir şey düşünmeyen tuhafiyeci bir babanın oğlu olan İsmet'in hikayesi. Nişanlısını aldatan Haluk'un gelinliğini dükkana getirmesiyle başlıyor hikayemiz ve İsmet'in en olmadık zamanda yaptığı iyiliklerle devam ediyor. Elalem ne der diye içinden gelen küçük bir kötülüğü bile yapamaz. Sevdiği Nurhan dükkana geldikçe İsmet Abi dedikçe içinde fırtınalar kopartır. İstanbul'a gider orada Haluk'a olan kızgınlığını kıskançlığını karınca yuvalarından çıkartır. Herkesin iyi bildiği İsmet'i kamerayla çekip sosyal medyaya koymuşlar ancak yüzü belli olmadığı için her türlü yorumları yapmışlardır. Muazzez ve Yelkovan Çetesi Muazzez'den ayrılan saatlerin yelkovanlarının kendisine düşman olduğunu düşünen bir depresyonun hikayesi. Bu kitabın en basit hikayesi bu olmamalıydı diye düşünmeden geçemiyor insan. Keyifli okumalar.
Deli Tarla
Deli TarlaŞermin Yaşar · Doğan Kitap Yayınları · 20205.5k okunma
·
676 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.