Ü.G. ilkokul 3'ten itibaren köyde öğretmenimdi. Kemer (Bozdoğan) Barajının suladığı Akçay Ovası'nın, Karıncalı Dağı'yla birleştiği yerde kurulmuş büyük bir köydü bizimki. Okulun bahçesinden Madran Dağı görünürdü. Okulun büyük bahçesinde badem, zeytin, çam, çitlembik ağaçları vardı. Karıncalı Dağı'nın doruklarında eriyen kar sularının oluşturduğu su arkı, baharları okulun bahçesinden geçerdi.
...
Ü.G. öğretmenim resim derslerini okulun bahçesinde yaptırırdı. Sandalyeleri su arkının içine yerleştirip akan suyun içinde resimler yapardık. Sulu boya fırçalarını akan suya daldırıp temizlerdik. Bu bize büyük keyif verirdi. Öğretmenimiz böyle isterdi. Akan suda yüzünü yıkayıp gülümserdi.
Okulun bahçesine, mevsime uygun sebzeler diktirirdi. Çarşamba günleri tarım dersi yaptırırdı. Evden çapa, kürek getirip sebzeleri çapalardık. Her öğrencinin bir ağacı vardı, onlara gözümüz gibi bakardık. Bazı günler bizi kır gezintilerine çıkarır, bize tabiatı anlatırdı. Birlikte kır oyunları oynardık.
Ders dışı okuma günleri düzenlerdi. Herkes okuduğu masalı, öyküyü anlatırdı. Öğretmenimiz de merakla dinlerdi. Sonra "Çıkardığınız ders, buradaki ana fikir nedir?" diye sorardı.
Köye sinema geldiğinde film uygunsa öğrencileri toplu hâlde sinemaya götürürdü.
Eşi S. Hanım da öğretmendi. Müzik derslerini hep o verirdi. Kimi zaman bu iki öğretmenimiz bizlerle birlikte şarkılar söylerdi. Öyle çok hoşumuza giderdi ki... Çok mutlu olurduk.
Öğretmenimiz, öğrencilerin müteşebbis ruhunun gelişmesi için okul kooperatifi yararına, teneffüslerde simit, gofret, şeker sattırırdı. Ben de kahveli şeker satmış ve bundan çok büyük keyif duymuştum. Kazanılan parayla öğretmenimiz okula yakacak odun satın alırdı. Ayrıca yine kazanılan parayla okulun etrafına uzunca bir duvar çektirmişti.
Ulusal bayramlarda müsamereler düzenler, bütün köyde bu müsamereleri izlerdi. Ben de o oyunlarda rol alırdım.
...
Öğretmenimiz köy derneği kurmuştu. İlçede, köy derneği yararına Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz oyununu organize ettiler. Bazı kişiler oyunun yazarını beğenmeyince bu defa dernek yararına değil, kendi başına organize etti. Oyundan edilen kâr ile köy camisine iki halı alıp sermişti.
Zeki öğrencilerin velilerini ikna edip çocuklarına ilkokuldan sonra da eğitim aldırmalarına zorladı. Öğrencinin aidat masraflarını cebinden öder, velilere söylemezdi. Bütün bunları bildiğim ve yaşadığım için size yazmayı bir görev bildim.