Gönderi

600 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 22 hours
Vatikan kitabıyla beraber yazarın karşılaştırıldığı Dan Brown kitapları mücadelesinde yeni bir adım olduğunu düşünüyorum. Tabi ben bir karşılaştırma yapmaktan ziyade zevk almaya bakıyorum. Çünkü bu neredeyse her yerde var. A kişisi mi yoksa B kişisi mi daha iyi sporcu, müzisyen, yazar... Bu karşılaştırmalar yerine ben sundukları ürünlerden faydalanmaya ve keyif almaya bakıyorum. Fazlasına gerek görmüyorum. Vatikan kitabı benim için önemliydi. Yazar bakalım kendini yükseltebilecek mi, tasvirler nasıl gibi gibi ilerledim ve olumlu bakıyorum. Önce Vatikan’ı basan teröristler ile başlıyoruz ki iddialı bir başlangıç diyebiliriz buna. Zaten heyecanlı girişler favorim olduğu gibi favoriliğin devam etmesi de bu heyecanlı girişin ve aksiyonun sürdürülmesine bağlı bence. Tabi Papa’ya nasıl ulaşıldı, muhafızlar nasıl geçildi derken oradaki kolaylığı görmezden gelebilirsek eğer; Noronha’nın yıldızının parlaması ve verdiği cevapların bir kısmı beni gülümsetti. Aynı zamanda tarihsel bilgiler kadar tasvirler ve verilen ayrıntılar da çok hoşuma gitti bunu da belirtmem gerekiyor. Tabi Papa’yı kaçıranların kimliği göz önünde tutulursa (Ebu Bekir ve İbn Teymiyye) Umberto Eco romanlarında olduğu gibi karşı çıkmam gerekiyordu ama burada o çizgi o kadar ince, o kadar ayrıcalıklı çizilmiş ki yazar pek çok şeyin de farkında ve bilincinde olarak yazmış o satırları. Bu yüzden de karşı duracağım bir konu yok. Kaos ortamını yani bu durum sonrası tepkileri de çok güzel yönettiği için neredeyse gönlümü fethetti yahu! Tabii bir de karışıklık var ki ortalıkta, Metal Fırtına serisini okuyanların gözü yaşlı. Ülkelerdeki tepkilerden bahsediyorum. Yani bu da büyük bir araştırmaya yapılabilir bir hikaye bile olsa. Nasıl? Afrika’da Hristiyanlar, Müslüman köylerini basarken; ABD sadece bir kınama yayımlıyor. İspanya, Portekiz, İtalya gibi ülkeler hemen meydanlara akarken; Rusya ve destekçisi ‘Yunanistan’ ise Türkiye’ye karşı bir işgal hareketine kadar vardırıyor işleri. Tabi onlar o kadar komik gelecek ki hatta başarısız gelecek ama sonra komik gelecek çünkü mecburi komşumuz adeta file dilini uzatıp ‘denedim’ diyen kurbağa gibi gelecek gözünüze. Belki de bilinçli yapmıştır belli olmaz. Tabi ben bu araştırmalara vs nasıl kani oldum? Bir önceki kitap Tanrı’nın Formülü eserinde yazar sayfa 100’de İslamiyet ve Peygamberimiz Hz. Muhammed’e ilişkin sözlerini anlatıyordu. Ve bir yabancının bu kadar güzel bakması çok hoşuma gitmişti. Etkilendiğim ve orada bahsetmediğim kısım burada açıklamak nasip oldu: Peygamberimiz Hz. Muhammed, kadınların ve erkeklerin farklı hak ve sorumlulukları olduğunu söyler. Vurgulamak için parmağını salladı. Dikkat et! Birinin diğerinden daha fazla hakkı olduğunu söylemez, sadece farklı haklar der. Asıl sorun insanların, peygamberin sözlerini açıklayış şekli. Ben buna kesinlikle katılıyorum. Bu metin de İslam Devrimi sonrası kadınlara karşı olanları anlattıktan sonra açıklanıyor. Öylesi İslamiyet değil diye. Olumlu bir yaklaşım. Afganların da kadınlarına tasma taktığı görseli gördükten sonra karşı çıkan olursa yuh olsun ona zaten! Hah buradaki farklı haklar ve sorumluluklar nedir? Hak yaratmış erkeği kadından daha güçlü. Olabilir. Ama bu gücü kadınını korumak için kullanacaksın. Şiddet için değil! Senin sorumluluğun bu. Ha, korunmaya ihtiyacımız yok şöyle böyle gibi yorumlar olabilir. Tabii ki tacizler, tecavüzler ve benzeri tüm lanetler sona erdiğinde, bu düşüncede olanlara da katılacağım. Güzel bir kız kardeşim ve güzel bir annem var. Bunlara yaşadığım müddetçe sahip çıkmak benim sorumluluğum. Madem güçlü olma hakkı verildi, bunu doğru şekilde kullanmak zorundayım. Ölene kadar da bir elim daima kardeşimin omzunda olacak. Bunu yapmayanın da kendi ayıbıdır artık ne diyelim. Neyse çok uzadı ama şunu bile açıklamak zorunda kalıyorum. Aslında oturup sayfalarca sadece bu kitap için yazabilirim. Yazılır da. Ancak bitirmek gerekiyor. Sayfalarca yazamadık ama kim bilir belki bir gün saatlerce kitapları konuşabileceğim biri olur. Nasip. Hepimize iyi okumalar dilerim..
Vatikan
VatikanJose Rodrigues dos Santos · Pegasus Yayınları · 2017345 okunma
·
367 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.