Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

687 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 saatte okudu
Suç ve Ceza.. Uzun zamandır okumak istediğim, istediğim kadar da korktuğum bir eserdi. Nihayet uzun bir sürenin ardından kitabı kitaplıktan çıkarıp sayfalarını aralamaya cesaret bulabildim. Kitap hakkındaki düşüncelerime geçmeden önce buyurun sizlere biraz kitabın konusundan bahsedeyim. Hukuk öğrencisi olan Raskolnikov çok fakir bir yaşam sürmektedir. İçinde bulunduğu koşullar ve çevresinde olup biten olaylar onu bir cinayet işlemeye sürükler. Planı, tefeci Alena İvanovna'yı öldürdükten sonra paralarını alıp kaçmaktır ve aldığı parayı fakir insanlara dağıtmaktır. Kafasında tasarladığı şekilde cinayeti işledikten sonra cinayet mahalline beklenmedik birinin gelmesiyle birlikte bir değil toplam iki kişinin canına kıymış olur. Daha sonra paraları alıp çıkar ve artık ahlaki ikilemiyle baş başa kalma zamanı gelmiştir. Psikolojik tahlil konusunda aklıma gelen ilk isim Dostoyevski olacak bundan sonra. Kitabı okuduğumda ‘yahu ben ne okudum böyle?’ dedim kendime. Bir yazar, katil psikolojisini nasıl olur da böylesine ayrıntılı ve etkileyici bir biçimde kaleme alabilir? Kitabı okuduktan sonra bir araştırma yaptım ve gördüm ki Dostoyevski hakkında soruşturma bile başlatılmış ‘ancak bir katil, katil psikolojisini bu kadar iyi aktarır’ diye, düşünün artık. Pierre François Lacenaire... Fransız bir genç. Okumak için gittiği Paris’te ekonomik sıkıntılar yüzünden okulu bırakmış ve bir banka kuryesi ve annesini öldürmüş. Dostoyevski’nin Raskolnikov karakterini bu gençten esinlenerek oluşturduğu düşünülüyormuş. İşlediği cinayetten sonra takındığı tavrı da ele alınca Raskolnikov’un gerçekten bu gençle büyük benzerlikler taşıdığını görüyoruz. Napolyon’u kendine örnek alarak güç sahibi olabilmek adına birtakım tehlikeli yöntemlere başvurmak oldukça cazip geliyor Raskolnikov’a. Çok kötü bir insan olmasına rağmen toplum tarafından kötülükleri görmezden gelinen tefeci Alena İvanovna’yı öldürmekle adaleti sağlamak ve kahraman olmak istemiştir, peki sizce amacında başarılı olabilecek midir? Kitaba başladıktan sonra daha ilk sayfalardan anladım ki boşuna korkmuşum senelerdir. Abartıldığı kadar zor bir kitap değildi benim için hatta aksine beni fazlasıyla içine çekti. Raskolnikov’un iç dünyasında gizli kalan o düşünceleri okumak bana büyük bir keyif verdi. Bazen kendini rahatlattı bazen dehşete düştü.. Bu ikilemi yazar öyle güzel anlatmış ki Raskolnikov ne hissettiyse aynılarını bende hissettim. ‘Dostoyevski ile Raskolnikov arasında bir benzerlik olabilir mi?’ Kitabı okurken bu soru kafamı kurcalamaya başladı. Kitabı bitirene kadar bekledim ve bitirdikten sonra yazarın hayatını ayrıntılı bir biçimde araştırdım. Dostoyevski’nin de tıpkı Raskolnikov gibi geçim sıkıntısı yüzünden elindeki değerli eşyaları tefeciye bıraktığını öğrendim. Bu bilgiyle birlikte acaba Raskolnikov’un düşünceleri aslında Dostoyevski’nin kendi düşünceleri miydi diye bir soru oluştu kafamda. Bu konu hakkında kesin bir bilgi bulamasam da benim fikrimce Dostoyevski ile Raskolnikov düşünce bakımından birbirlerine oldukça benziyor. Raskolnikov’un cinayetten sonra girdiği o ruh hali, hastalanması, nöbetleri çok iyi anlatılmıştı. En çok o kısımları okurken etkilendim sanırım, Yazarın hem oluşturduğu kurgu hem psikolojik kısmını anlatış şekli, hem de genel anlatım biçimi muazzamdı. Kitabı okurken sıkıldığım tek bir an bile olmadı. Merak ve heyecan hissi hep benimle birlikteydi. Söylemek istediğim bir diğer şey ise yazarın betimlemelerini de çok sevmiş olmamdır. Anlatmak istediği tablo her seferinde en ince ayrıntısına kadar gözümde canlandı. Raskolnikov kadar diğer karakterler de çok güzel işlenmişti. Sonya.. Ahh Sonya, geçim sıkıntısı yüzünden çok zorlu bir yolu tercih etmek zorunda kaldı. Kitabın son sayfalarında da her zaman yaptığı gibi yine beni çok duygulandırdı. Razumihin’in dostluğu, Dunya’nın fedakarlığı, Nastasya’nın merhameti.. Hepsini okumak çok ama çok keyifliydi. Hepsinden ayrı ayrı ders çıkarılacak harika bir karakter yapısı vardı. İyisiyle kötüsüyle her türden insana yer verilmişti bu güzel eserde. İlk defa Dostoyevski okudum, keşke bu kadar geç kalmasaydım. Korktuğum kadar ağır bir kitap değildi. Sefiller kadar zorlamadı mesela. Tabii ki klasik okumaya başlamak için uygun bir kitap değil ama bazıları da okuması en zor kitap Suç ve Ceza’ymış gibi konuşuyor. Kesinlikle öyle değil, benim gibi korkup erteleyen varsa korkusunu bir kenara bıraksın hemen. Yazdığım yazı diğer yorumlarımdan farklı olarak daha çok bilgi ağırlıklı oldu, farkındayım. Ama bahsettiğim bilgiler olmadan bir yorum yazmış olsaydım içim hiç rahat etmezdi. İstediğim biçimde anlatmama rağmen yine de kitap hakkındaki hislerimi tam anlamıyla sizlere aktaramadım. Umarım bu yorum sizi Suç ve Ceza’yı okumaya teşvik eder. Kitapla kalın!
Suç ve Ceza
Suç ve CezaFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022160,4bin okunma
··
1.810 görüntüleme
Nesrin okurunun profil resmi
Çok hoşuma gitti bir inceleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.