GÖNÜLLERİ FETHEDEN KİTAP
Kitapla Diyalog, Bazen de Monolog
Çok söze gerek yok zira güzel sözler bu güzel kitabı anlatmak için yetersiz kalacaktır. Nazar değmelik* kısımları da güzel olmuş tam bizlik bir kitaptı. Okurken şunu dedik: Bu seri olsa, Üsküdar'ı, Eyüp'ü anlatan seri. Sonra Bursa olsa seride, alsak okusak gezsek okusak.
-
Sadece içimden geleni yazmak istiyorum. Kitapla konuştuk yine.
Yine geç kaldığım kitaplardan kendisi. Sadece ben de değil, kardeşim de geç kaldı. Etti çarpı iki. Kardeşimle İstanbul gezimiz de gecikti. Etti dört. İki kıtadan dolayı İstanbul çarpı iki. Bir dakika, geç kalmanın çarpısı eksisi artısı miktarı olmaz ki. Geç kalmak geç kalmaktır. Geç kaldık işte. Dur. Böyle hissettik belki ama aslında geç kalmamışızdır. Yok yok, geç kalmadık, her kitap tam zamanında yani en hayırlı zamanda çağırır okurunu. Yani benim, bizim için en hayırlı zaman ve an buymuş. O zaman geç kalmadık. Geç kalmış hissettik, doğru.
-
Teşekkür ederim Sevgili Kardeş Şehirler İstanbul bizi çağırdın, davet ettin. Bize de davetine icabet etmek düşerdi. Çok sevindik seninle tanıştığımıza. Biliyorsun zaten, seni heyecanla okuduk öyle bir okuduk ki heyecanımızdan bazen ara verdik okumaya. Napalım biz zaten heyecanlıyız bir de senin gibi heyecanlı kitabı okuyunca heyecanımız kuvvetleniyor, artıyor. Paylaşılan heyecanlar artarmış, sadaka gibi düşün. Sen verdikçe Allah da veriyor, nimeti sonsuz Kerîm Allahımız.
-
Bir oğlum yok ama kitabı okurken anne karakterinde kendimi gördüm, ilk okuyuşumda salonda tek başıma olmama rağmen kitabı okumayı bırakıp çevreme bakındım, kitap beni gözlemlemiş de yazmış gibi hissiyatı hâsıl oldu. Olağan bir durum, pek çok kişi pek çok kitapta kendini görür. Kitaplar aynadır. Kitaplar mı yazarları mı aynadır? Neyse, mümin müminin aynasıdır diyelim. (Bu hadisin çok anlamlılığı çok güzel.)
İstanbul'u kitaplarla gezmek isteyenler için birebir. Mükemmel bir kitap.
Ben yanıma sekiz yaşındaki kız kardeşimi alıp geziyorum bazen. Kitaplar da bize arkadaşlık ediyor. Hikâyeyi okurken bizi biraz hüzünlendiren şu oldu: ben o anne, kardeşim de Yusuf Taha gibi nasipli değildi. Bizim hikâyemizde Hikâyeci Amca yoktu. Bizim hikâyemizi yazan da yoktu. Olsun. Bizi sevindiren bir şey oldu. İşte ayna kitap, kendimizi kendisinde gördüğümüz kitap. Belki gelecekteki beni yansıtan kitap. Okurlar kendine ayna tutan kitapları çok seviyor, yazarların kalemlerine sağlık.
He bir de, biz de kitaptaki gibi kâğıtlara yazıp aynı metodu uygulamayı düşünüyoruz. Tabii kâğıtları ben vereceğim kardeşime.
-
Ne de karışık yazdım değil mi? Olduğu gibi yazıyorum. Yazmamalı mıyım acaba? Neyse.
Kitaba gelelim.
Kitapta her bilginin deyim yerindeyse armut piş ağzıma düş şeklinde öğrenilemeyeceğinin de üzerinde duruluyor. Yani çocuklara araştırın diyor. Kitaptaki bilgileri ve yerleri araştıran veya bizim gibi gezenler görecektir. Mesela sayfa sıfırda haritadaki bazı ülkelerin adı yazılmamış. Mesela sayfa yirmi ikide Kapalı Çarşı/Büyük Çarşı'dan bahsedilirken o çarşının değil Mısır Çarşısı'nın iç mekân görseli konulmuş. Bunu fark etmek de öğrenmeye katkı sunarken, bu bilgiyi öğrenmeyenin zihninde metin ve görsel farklılığı nedeniyle doğru bilgi yer almayabilir, bu nedenle şunu diyebilirim: kitap öyle güzel ki nazar değmesin diye yapılmış :) Ya da şu düşüncede de olabilir eserde emeği geçenler: Fuzulî Su Kasidesi'ni neden kaside beyit sayısına ulaştırmadı, niyeti ve ince düşüncesi neydi? İşte onunkinden olabilir kitabı yazan Sıddık Bey veya editör, çizerin yaptığı. Bu eksiklik ya da hata değil güzellik olmuş.
Kitapta bizi düşündüren kısım oldu. Şaka bile olsa yalan söylememek. Bunu anlatsam da kardeşime tam oturmamıştı konu. Belki kitaptaki bazı şakaların 'yalancıktan' şakacıktan olmasının iyi olmadığını gösterebilirim.
Ve kitabı okurken şunu fark ettim. İnsan fıtratı yalana da meyilli. Şakalaşırken yalana bulaşmamak için çaba sarf etmesi gerekiyor. Yani bu eylem, şakalaşırken yalan olmaması için girilen mücadele bize rikkat, ince anlayış ve kavrayış, incelik, nükte katıyor. Ne güzel sünnet!
Okuyun, gezin, gezerek okuyun ve okuyarak gezin. Kitap sizi hemen çağırsın inşallah.
Yazarın ve emeği geçen herkesin gönüllerine ferahlık, kalemlerine kuvvet, sadaka-i cariyelerine selamet. Güzel okumalar!
Kardeş Şehirler: İstanbul 
Sıddık Yurtsever
·
202 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.