Gönderi
ALEVİ, BEKTAŞİ KÜLTÜRÜ ve PİR SULTAN ABDAL İLE İLGİLİ BİR İNCELEME
Türküleri severim fakat Pir Sultan Abdal ve Alevileri ayrıca sever, saygı duyarım.
Zira türkü, türkçe demek, halk kültürü demek, Anadolu demek, doğa demek.
Dilimizdeki pekçok kelime artık sadece türküler ve yer adlarında yaşadığı için benim yanımda türkülerin yeri olağanüstü kıymetlidir.
Doğrusu Pir Sultan Abdal beni bir Karacoğlan, bir Dadaloğlu kadar etkiledi desem yalan olur.
Sünnilerin ibadet kastı ile okudukları mevlid gibi Alevilerin türküleri ve deyişlerinde sürekli bir Ali, Alevilik, din, şah vurgusu yapılması Pir Sultan Abdal ve Alevi şiirlerinin sanat değerini düşürse de bu deyişler yine de kıymetlidir elbet.
Ayrıca Alevi dostlar Sünni İslam anlayışını beğenmez, gericilik, bağnazlık olarak görürler ama unutulmamalıdır ki, Hz. Ali Hz. Muhammed'in her isteğini hiç sorgulamadan yerine getiren biriydi ve işte bunun için "Allah'ın kılıcı" namıyla anılıyordu.
Elleri arkadan bağlı 700 Beni Kurayza erkeğinin boyunlarını vuran da yine Alevi dostların dillerinden düşürmedikleri ezeli ve ebedi "mazlum!" Hz. Ali'dir.
Özgürlük, demokrasi, insan hakları, adalet, hukuk ile İslam ve hiçbir din, hiç bir dönemde yanyana gelmedi, gelemez de ama Alevi din anlayışı bütün bağnazlıkların ötesinde bir bağnazlık, hukuksuzluk, adaletsizlik içerir.
Zira, Alevi din anlayışına göre Ali ve onun neslinden gelenlerin sonsuza kadar Halife/İmamlığı tanrı buyruğu olduğu için, seçim vs gibi uygulamalar tanrı buyruğuna karşı gelmek anlamına gelir.
İşte Alevi Sünni ayrımının temeli de ipe sapa gelmez ve hiç bir ölçüye uymaz bu saçmalığa dayanır.
Sıkılmadan birkaç saatte okunabilecek bir şiir kitabı.
Kitabın başlangıcında Alevi, Bektaşi kültürü ve Pir Sultan Abdal sunumu kitabı ayrıca okunur ve değerli kılmaktadır.
Okuyarak kalın.
·
300 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.