"Boynumuz ağrıda batıya bakmaktan" diyor Üstad Nuri Pakdil.
Seyahatname türünde yazdığı, Brüksel, Fransa ve Roma'ya yaptığı ziyaretlerinde gördüklerini kendi iç dünyasında bizim kültürümüzle karşılaştırıp; batı'nın o köhnemiş, ruhsuz, bunalımlı ve sömürgeci halini gözler önüne seriyor. Özümüze dönmeliyiz diyor, İslamın sancağı altında kendi değerlerini bilen ve sahip çıkan, kendi köklü uygarlığını batı'nın çürümüş uygarlığından üstün tutan bir millet olmamız gerektiğini hatırlatıyor.
Nuri Pakdil'i anlamak isteyen, fikrini ve ideolojisini çözmek isteyen bu kitaba şans verebilir ki bence vermelide. Zira ben kitabı okurken kendisiyle hem Batı turu yapmış hem de zihin dünyasında gezinmiș oldum. Kitap öyle akıcı ki başladığınız gibi bitiveriyor ve beni en çok etkileyen nokta ise öyle güzel bir üslubu var ki sanki kitabı yazmamış da sizi zihninin içinde gezdiriyor gibi hissediyorsunuz. Bir insan düşüncelerini ancak bu kadar güzel ifade edebilirdi diyorsunuz.
Şunu da yazmadan geçemeyeceğim.
Kitabın son kısmında ise
"Türkiye'ye dönerken dört gün kaldağım Roma: Put kuyusu."
cümlesi bile bizlere çok şey anlatır.
Okuyun, pişman olmazsınız.