Dostlarım, merhaba! Cassian’ı seviyordum ama Nesta’yı sevebileceğim aklımın ucundan geçmezdi. Nesta’yı okumak oldukça güzeldi. Eğer sizde benim gibi onca zaman boyunca Nesta’yı sevmediyseniz ona bir şans verin. Çünkü bazı olaylara Nesta’nın açısından bakmak, onu anlamak gerekiyormuş. Buz ve Yıldızışığı Sarayı’nı okuyanlar bilirler; o kitapta Nesta olduğundan daha fazla nefret edilesi bir karaktere dönmüştü. Elain’i bile kendinden uzaklaştırmış, meyhanelerden çıkmayan, yatağına her gün farklı bir erkeği atan sorumsuz birine dönüşmüştü. Onun bu halleri beni çileden çıkarmıştı. Ama sonra Buz ve Yıldızışığı Sarayı’nda tamamen Nesta açısından okuduğumuz tek bir bölüm oldu. O bölümü okurken aslında savaşın Nesta’yı nasıl yıkıma uğrattığını gördüm. Babasının gözlerinin önünde öldürülmesi onu mahvetmişti. Feyre ile olan kötü geçmişinin üzerine bir de babasının ölümü Nesta’yı, kendisinden nefret eden birine dönüştürmüş. O kendinden bu kadar nefret ederken bir başkasının onu sevmesine de inanmıyordu. Kendini buzlarını arkasına o kadar hapsetmişti ki doğru düzgün kimse onun cayır cayır yandığını görmüyordu. Cassian bile yeteri kadar görmüyordu. Nesta kimseye izin vermiyordu. Sarah, Nesta’nın duygularını çok güzel aktarmış. Biz Nesta’yı okuyunca onu görüyor ve anlıyorduk ama duygularını ifade edemiyordu. Bunca zaman boyunca biz okuyucularında, kitaptaki karakterlerinde ondan nefret etmesinin nedeni buydu; duygularını ifade edememesi. Nesta’nın derinliklerine indikçe onu çok iyi anladım. Haklı olduğu yerler vardı ama doğal olarak davranışları onu haksızlığa sürükledi. Tabi onun geçmişte Feyre’ye olan davranışına hâlâ sinirliydim, aynı Rhysand gibi. Kitabın 268. sayfasında bir cümle geçiyordu; “Onları dışlamıştı, kendini dışlamıştı, çünkü tüm bu başarısızlıkların ağırlığı onu bin parçaya bölmekle tehdit ediyordu.” Bu cümle Nesta hakkındaki gerçekleri gözler önüne seriyordu. Görmek istememenize rağmen görüyorsunuz. Tüm bunları geride bırakırsak Cassian ve Nesta’yı okumak mükemmeldi. Ateşle barut yan yanayken olacakları okuyup görün. Cassian, mükemmel biri ve onu bayağı seviyorum. Beni çok güldürüyordu. Nesta’nın karakter gelişiminden bahsedersem eğer ortaya çıkan sonuçtan çok memnunum. Feyre gibi Nesta da kendi yuvasını ve ailesini buluyor, onlar için fedakâr birine dönüşüyor. Kitabın yetişkin içerikli olduğunu belirtmeliyim. Tabi rahatsız olacağınızı düşünmüyorsanız okuyabilirsiniz, karar tamamen sizin. 728 sayfa olması gözünüzü korkutmasın, çok sürükleyici. Gündüzleri işlerimi halleder halletmez kitaba koşup gece, uyuyana kadar ellerimden düşürmedim. Bu kitap hakkında aslında daha çok fazla şey söyleyebilirim ama şimdi bile bir Word sayfası doldu… Bitirmeden önce Sarah’ı övmek istiyorum. Nefret edilen bir karakteri sevdirecek kadar iyi bir yazar. Neredeyse kitaplarındaki tüm karakterlerini seviyorum ve kalbim sevgiden dolup taşacak. Yazdığı her kitap bir öncekinden güzel oluyor ve ben hepsini sevecek potansiyele sahibim. Hoşça kalın, dostlarım!

Gümüş Alevler SarayıSarah J. Maas · Dex Yayınları · 2021859 okunma

·

428 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Gizem