Gönderi

288 syf.
7/10 puan verdi
·
Read in 12 days
İlber Ortaylı’nın konferanslarında ona yöneltilen sorulara cevap verdiği kısımların toparlandığı kitabın ikincisidir. İlk kitap gibi 2016 yılında yayınlanmıştır. Birinci kitapta neredeyse hiç yapılmayan imla hatalarına bu kitapta bolca rastlayacağız. Ayrıca kendini tekrarlayan soru ve cevapların varlığı bu kitapta da devam etmektedir. Ortaylı, ilk kitapta daha çok Anadolu ve Türkleşme gibi kavramlardan bahsederken bu kitapta artık Avrupa’ya ve Dünya’ya açılan Türklerden bahsetmektedir. Ortaylı, en vurucu cümleyi kitabın en başında söylemektedir. “Geleneksel Roma imparatorluklarının üçüncüsü ve sonuncusu Türklerin imparatorluğu olan Osmanlı’dır.” Bunu bize Bizans’tan, Araplardan, İtalyanlardan, Balkanlardan ve genel olarak da Ortadoğu’dan bahsederek ispatlayacaktır. Öncelikle başlarda genel tarih dersi veriyor ve tarihçi sıkıntılarına değiniyor. Kendi tarihimize de yeterli önemi vermediğimizi üzülerek belirtiyor. Bunu zaten hepimiz biliyoruz ki kendi tarihimiz dünya tarihinde önemli bir yerde bulunmaktadır. Buna rağmen biz ne yazık ki onu kutsal kitaplara yaptığımız gibi duvara asıp duruyoruz. Ortaylı’ya yöneltilen sorularda belki bizlerin de en çok merak ettiği konular var. Örneğin Türklere barbar denilmesi, Türk ve Müslüman ikilisinin sürekli aşağı tabakada kullanılması, Avrupalı mıyız, değil miyiz, “imparatorluk” kelimesinden rahatsız olunması gibi… Aslında bu “Avrupalılık” konusunda Ortaylı Doğu-Batı ayrımı çok net görülse de çok keskin sınırlar koymuyor. Ama yine de rahatsız edici bir durum gerçekten var. Doğu ve Batı’nın birbirinden bu kadar ayrılmasına tamamen Batı’nın uydurduğu bir olgu olarak bakıyor (Batı’daki kaynakların Doğu’ya oranla daha az olmasına rağmen Türklerin ve Osmanlı İmparatorluğu’nun da sürekli olarak Batı’ya sefer merakı gerçek egemenliği Batı’da zannetmeleridir). Türkler yavaş yavaş Batı’ya kayarken gittikleri yerleri de Türkleştirdiler. Aslında Avrupa ile tanışma Balkanlar ile başlıyor. Yazar, Balkanlar ile ilgili bilgilere Avrupa’ya açılma kısmında bolca yer vermiş. Balkanları da bir nevi Osmanlı’nın Avrupa’daki “başkenti” konumuna getirmiştir. Fatih Sultan Mehmet kimdir? Fatih Sultan Mehmet’e bolca değinen Ortaylı, sultanın annesinin bir Romalı olduğunu savunanlara tokat gibi bir cevap veriyor. “Osmanlı hanedanı zaten Sultan Orhan Gazi’den beri Romalılarla akrabadır.” Ancak Fatih’in hem doğuda hem de batıda kimsede olmayan onlarca özelliği ve eğitimi olmasına rağmen hala bu gibi konuların konuşulması niyetlerin kötü olduğunu gösteriyor. Fatih ile başlayan analitik girişimler ve üstüne üstlük Fatih devrinde gelen İstanbul’un Fethi ile Osmanlı’nın şahlandığı söylenebilir: Müzisyenlerin ve alimlerin gelmesi, kütüphanelerin kurulması, silah kullanımının gelişmesi, düzenli deniz seferleri bunlardan bazıları… Fatih’in ölümüyle beraber yazar kitabı sonlandırıyor. Bu ölüm ile birlikte Osmanlı’da isyanlar çıkarken Avrupa da biraz nefes almış oluyor. Yazar hakkında Ortaylı, bu ve önceki kitabında da olduğu gibi yumuşak bir yaklaşımla olayları ele alıyor. Çoğu konuda kesin konuşmuyor ve kendine hep bir dayanak arıyor. Bu nedenle olacaktır ki Türkleri ne çok övüyor ne de çok yeriyor, aslında tadında bırakıyor. Ancak Türklerin tüm tarihine sadece iki kitapla değinemezsiniz. Bu yüzden bu iki kitabı Türklerin Tarihi’ne kısa bir giriş olarak nitelendirebilirsiniz.
Türklerin Tarihi 2
Türklerin Tarihi 2İlber Ortaylı · Timaş Yayınları · 20162,984 okunma
·
241 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.