Gönderi

160 syf.
7/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 8 hours
Huzursuzluk... Böyle düşününce pek bir anlam ifade etmiyor gibi ama aslında bu dünyada yaşananları düşününce olması gereken ruh hali de bu değil mi?.. Huzursuz... Yardım edemediğimiz, haberimizin bile olmadığı, olsa bile elimizden bir şey gelmeyen bir sürü felaket... Roman da bu felaketlerden birini, Ezidi bir kızı ve bebeğini kurtarmaya çalışan bir Müslüman gencin felakete sürüklenişini anlatıyor. Maalesef bazıları için yardıma muhtaç birini kurtarırken o kişinin kimliği, dili, dini, ırkı da önemlidir. Bunlara göre karar verirler karşıdaki kişinin kurtarılmaya değer olup olmadığına... Bunu gerçek hayattan deneyimlemek de daha bir acı... En yakın olaylardan da görebiliriz Van, Elazığ ve İzmir depremi. Bir tarafta doğu batıya diğer tarafta batı doğuya ayrımcılık yapıyor. Doğudakiler terörist (!), batıdakiler ahlaksız (!)...Ama bitmiyor bu ayrımcılık, her iki taraf da sanki pusuda diğer tarafın düşmesini bekliyor gibi, düşene bir tekme de kendi vurmak için... #Spoiler# Kitapta beni en etkileyen Nergis'in hikayesiydi. Diğerleri de üzücüydü ama Nergis'in çok daha küçük bir yaşta ve hiçbir alakası olmadan bütün bunları yaşaması... Daha 8 yaşındayken bunca acıyı yaşaması, defalarca tecavüze uğraması, mal gibi oradan oraya satılması, zaman zaman bir sigara paketine takas edilmesi ama bunları daha 8 yaşındayken hiçbir şeyin farkında değilken yaşamasını kabul edemiyorum!.. Bütün bu acılara dayanamayıp intihar ederken son sözleri ise "Ben bir insandım abla." #Spoiler# Bu kitabı okuyana kadar Yezidilikle ilgili eksik, yanlış, kulaktan dolma bilgilere sahip olduğumu fark ettim ve araştırmaya karar verdim. Öncelikle isimden başlamak istiyorum Yezidi ismini kabul etmiyorlar ve Ezidi olduklarını söylüyorlar. Yezid ismi Yezitten geldiği ve Müslümanlar için kötülüğü çağrıştırdığı için. Genel kanı olan şeytana tapma olayı da tamamen yanlış şeytana tapmıyorlar, Melek tavusa tapıyorlar. "Bunların inancına göre Tanrı ve yedi melek vardır. Başmelek de Melek Tavus'tur yani onların söyleyişiyle Tavusê Melek. Evet, tavuskuşu biçiminde bir melek, başmelek. Tanrı insanı yaratıp da ona secde etmesini istediği zaman bunu reddetmiş, ben ateşten yaratıldım, o topraktan; ona secde etmem, o bana secde etsin, dediği için cennetten kovulmuş. İşte şeytan lafı buradan çıkıyor. Daha sonra gelen dinlerde şeytan da cennetten kovulduğu için Melek Tavus'un şeytan olduğunu sanmışlar. Bunları da şeytana tapar ilan etmişler. Oysa Melek Tavus cennetten kovulduktan sonra yaptıklarına pişman olmuş, yedi bin sene gözyaşı dökmüş, dünyadaki bütün ateşleri söndürüp bütün denizleri doldurmuş. Bunun üzerine Tanrı yani Ezd onu affedip tekrar yanına almış, başmelek yapmış." Ezidilik 6000 yıllık bir din yani üç büyük dinden daha önce ortaya çıkmış geçmişi daha geriye dayanan bir din. Ezidi olmak için Ezidi bir anneden doğmak gerekiyor sonradan olunmuyor, başka dinden biriyle evlenmek tamamen yasak ve ayrıca kast sistemi var kendi içlerinde de bu sisteme uyulması lazım. İki kutsal kitapları var: Mushafı Reş (Kara Kitap) ve Mushafı Celve. Ama asıl kitapları kayıp olduğu için temel kurallar dışındaki şeyler kültürden kültüre değişiklik gösteriyor. Onlarla ilgili ilgimi çeken diğer iki şey marulun günah olması (nedenini hiç anlayamadım) ve çember. Ezidilikte çember kutsal sayılıyor. Bir Ezidi çemberin içindeyken silinene kadar o çemberden çıkamaz. Nedeni Melek Tavus eliyle bir çember çizip bu dairenin içindekiler benim halkım demiştir ve eğer çizilen çemberin dışına çıkarlarsa dinden çıkacaklarına inanıyorlar. Hoşgörüsüzlükten ve tahammülsüzlükten Ezidiler sürekli eziyet görmüş, öldürülmüş, sürülmüşler sayıları zamanla azalmış. İnsanlık ağacının kırılmışa dalı, Ezidiler...
Huzursuzluk
HuzursuzlukZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2017100.1k okunma
·
2,569 views
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.