Uzun bir aradan sonra etkinliğimiz gerçekleştirmiş olmanın mutluluğuyla buraya ileti yazıyoruz.
Aslında katılacak kişi sayısı daha doğrusu ismini yazdıran kişi sayısı çoktu ancak katılan sayısı beklediğimizden az oldu. Bunu da uzun bir süre ara vermemiz ve kopuklukların olmasına bağlıyoruz. Bundan sonraki etkinliklerin daha çok katılımcı ile olacağını düşünüyoruz.
Bu etkinliğimize katılan destek veren arkadaşlara da ayrıca teşekkür ediyoruz.
Yıllar önce (2017 yılında) ilk etkinliğimizi yaptığımızda bu kadar uzun süreceğini tahmin etmemiştik. Ancak geldiğimiz bu noktada hala varlığımızı sürdürüyor olmamız gerçekten mutluluk verici.
Bu etkinliğimizde
İnsan Olmak kitabını konuştuk.
Burada herkese teker teker İnsan Olmak nedir diye sorsak eminiz farklı farklı yüzlerce cevap gelir. Herkes kendine göre bir şeyler anlatır. Bu kitapta da Engin Geçtan neredeyse verilebilecek bütün cevapları enine boyuna ele almış. Kolay okunabilir bir kitap olmadığında hemfikir olduk. Çünkü her cümlesi altın değerinde. Bundan dolayı da sindire sindire okunması kanatindeyiz.
Kitabın ilk sayfalarında şöyle bir alıntı ile karşılaşıyoruz.
"İnsan, varolduğu günden bu yana sürekli olarak içinde yaşadığı dünyayı ve evreni tanımaya ve anlamaya çalışmış, ancak bu çabası içinde en az tanıyabildiği varlık yine kendisi olmuştur."
Bu da açıkcası insanın nasıl çelişki içinde yaşadığını gözler önüne seriyor.
İnsan sürekli bir değişimin içinde ancak bu değişimin farkında olmadığı zaman kendisi de ne yaptığını bilemiyor. Asıl mesele bu değişimi fark etmek ve ona göre hareket etmek.
ilk olarak konu Anne-Baba ve Çocuk ekseninde yoğunlaşıyor. Çünkü olan, olabilecek olumlu olumsuz tüm durumların temeli aile yaşantısına dayanmakta.
Sonrasında birey-toplum ilişkisi ele alınmış ve sağlıklı bireyselleşme kavramı ön plana çıkıyor. Bu sağlıklı bireyselleşme toplumdan kopmadan, kendi doğrularını da yok saymadan yapılabilen bir süreç. Ancak çok da kolay değil. İşte bu yapılırsa gerçekten birey olabiliyor insan.
"Kişiliğin bireyleşebilmesi için, insanın kendisine ilişkin gerçekleri olabildiğince bilinçlendirebilmesi gerekir. Ne var ki, birçok insan kendini tanımak için çaba göstermeksizin yaşamına anlam katabilmeyi umar ve beklediklerini bulabilmek için bir mucizenin gerçekleşmesini bekler. Oysa insan, gerçeklerini tanıyabildiği oranda kendisiyle uzlaşır ve çevresine karşı da daha hoşgörülü olur. Bunu başaramayan biri ise hoşlanmadığı ve kabul etmediği bilinçdışı benliğini diğer insanlara yansıtır, onları eleştirir ve kınar. Bunu yaparken, aslında, tanımadığı gerçek benliğini seyretmekte olduğunun farkında değildir."
Etkinliğe katılan arkadaşlar:
Sizleri birlikte görmek ne güzel arkadaşlar☺️ Rahatsız olmasaydım ben de dahil olmayı çok istiyordum ama başka sefere artık🙋🏻♀️ Keyifli ve verimli bir toplantı olmuştur eminim.