Giuseppecatozzella 'nın yazdığı çevirisini Bengi Oyanın yaptığı #sakınkorktuğunusöyleme kitabının yorumu ile geldim
Kitabın Orjinal adı Non dirmi Che hai paura (Don't Tell Me You're Afraid)
“Önünde koskoca bir hayat vardı, ömrüm dopdolu ve olağanüstü geçecekti.”
#sakınkorktuğunusöyleme savaşın, Umudun, rüzgarın, korkunun, korkmayı öğrenmenin; insan kaçakçılarının elinde son bulan gencecik bir yaşamın iç burkan hikayesi... Gerçek bir yaşam öyküsünden ilham alınarak yazıya dökülmüş nefes kesici bir roman... Kesinlikle tavsiye ederim alıp okumalısınız.
" Biliyorsun baba bazı şeyler hissedilir. Ben daha doğru dürüst konuşmayı bile beceremezken günün birinde şampiyon olacağımı hissediyordum. Bunu iki yaşımdan bu yana biliyorum..."
" Korktuğunu hiçbir zaman söylememelisin, küçük Samia. Asla. Yoksa korktuğun şeyler senden büyük olduklarını ve seni yok edebileceklerini düşünürler..."
Samia Yusuf Omar, Somalili küçük bir kızken beslemeye başladı hayattaki tek tutkusunu. Olimpiyatlara katılmak, dünya çapında bir atlet olmak istiyordu. Senelerce yatağının başında Somali asıllı İngiliz atlet Mo Farah'ın bir fotoğrafıyla uyudu, etrafındaki şiddete savaşa ve önyargıya rağmen kendi imkânlarıyla antrenman yapmaya devam etti. Pekin Olimpiyatları’nda sonuncu olması onu yıldırmadı, 2012 Londra Olimpiyatları onu bekliyordu. Şampiyon olacak, ülkesinin bayrağını gururla dalgalandıracaktı...
Her koşuya çıktığında Ona en büyük azmi babasının söylediği sözler verdi babası ona hep " Sen özgürlük için koşan küçük bir savaşçısın, tek başına sahip olduğu güçle bütün bir halkı kurtaracak olan bir savaşçı..." derdi...
Önce en yakın arkadaşını kaybetti, sonra ona her koşulda destek olan babasını... Ardından geceleri kulağına şarkılar fısıldayan ablası Avrupa’ya gitmeye karar vererek zorlu bir yolculuğa çıktı. Samia hayatın getirdikleri karşısında umudunu hiç kaybetmedi; mücadele etmeye, hayal kurmaya, umutlarını büyütmeye, rüzgâra hükmetmeye devam etti. Ve sonunda o da yönünü Avrupa’ya çevirmeye karar verdi...