Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

SIRADANLIĞIN SIRADIŞILIĞI
Anne ve babanızın cinsel birleşmesi sonucu sizin doğma olasılığınız yaklaşık olarak yüz milyonda birdir. Aynı şey anne veya babanız için de geçerlidir. Yani büyük anne ve büyük babanızın cinsel birleşmesi sonucu annenizin veya babanızın doğma olasılığı yine yüz milyonda birdir ve aynı şey, büyük anne veya büyük babanız için de geçerlidir. Bu tarz bir akıl yürütmeyle devam edersek, ilk insanlığın yaklaşık olarak üç milyon yıl önce ortaya çıktığı tahmin ediliyor. Ve üç milyon yılda yaklaşık olarak elli bin kuşak insan var olur. Yani bu, şu demektir: Elli bin kuşak, yıl boyu yapılan cinsel birliktelikler sonucu sizin var olma olasılığınız, elli bin tane yüz milyonun yan yana çarpılmasıdır. Ayrıca bu sadece homo sapiensin ortaya çıktığı zaman diliminde geçerlidir. Daha bunun içine sürüngen atalarımızı, çevresel faktörleri veya canlılığın oluşma olasılığını katarsak, ortaya astronomik bir rakam çıkar. Ama ben bunların hiçbirini tuhaf bulmuyorum. Bence asıl tuhaf olan şey bu kadar küçük bir olasılığa rağmen var olan bir insanın, yaşamı rutine bağlaması olayıdır. Yani var oluşu, sıradan bir şeymiş gibi algılamasını olayıdır. Bunu, dalga geçmek için söylemiyorum. Bu kadar küçük bir olasılığa rağmen var olan bir insanın sahip olduğu ekonomisini, içinde yaşadığı ülkeyi, herhangi bir inanca dâhil olmasını, herhangi bir hazsal alışkanlığını, beslenme ya da herhangi bir sosyal aktivitesini alışkanlık haline getirmesini tuhaf buluyorum. Belki de insanın en büyük yeteneği budur. Yani uzayda veya zamanda bu kadar istisnai bir yer kaplamasına rağmen, kapladığı bu yeri sıradanlaştırması bence onun en büyük marifetidir. Freud, buna “bastırma” demişti ve bu bastırmayı bütün psikolojik rahatsızlıkların temeline yerleştirmişti. Ben buna katılmıyo- rum, bence bastırma insan zihninin en büyük marifetidir. Aksi takdirde bu kadar küçük bir olasılığın hem farkında olup hem de onu sıradan bir şeymiş gibi yaşamak bence imkânsız hale gelirdi.
Sayfa 178
··1 alıntı·
13bin görüntüleme
Kuguduck okurunun profil resmi
"Sürüngen atalar" ifadeniz yalnız, bazı varoluşunu bilime bağlayan (onunda insanlıkla ortaya çıktığını unutuveren) Darwin'in evrim teorisine inanan varlıklar için geçerli. Ama kendini Allah tarafından yaratıldığına inanan insanlar için kabul edilmeyen bir durum. Diğer dediklerinize katılıyorum. Birkaç dakika oksijensiz kalınan bir ortamda beyin ölümü vs. ve sonucunda ölüme götüren anlardan sonra sürekli rahatlıkla nefes aldığımız bir ortamda yaşıyor olmak her an şükür etmeyi gerektirir. En başta da bu kadar muazzam ve dahîyâne bir düzenin sadece bir sisteminin kendi kendine oluşmadığını sorgulamalı, akletmeli insan.
Ramazan Özay okurunun profil resmi
Abla maşallah ne yazmışsın 🤗 emeğine sağlık 👌 vallahi bunu okuyup da gidip uyumak rahatsız edecek şimdi beni 😅 nasılsın yapsam, Lucy olasım geldi bir an 🤗 teşekkürler ablacım eline emeğine sağlık
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.