İtirafçılık olgusunu 1927 TKP Tevkifatı'ndan 12 Eylül'e örneklerle işliyor. Özellikle Türkiye Solu üzerinde yoğunlaşsa da MHP ve yurt dışından örnekler de mevcut. Nazım'ın, 1927'de partinin bütün bilgilerini polise veren Vedat Nedim Tör için yazdığı şu şiir ise kitap boyunca sürekli tekrarlanıyor ve kitabı bitirdiğinizde sizin de dilinize dolandığını fark ediyorsunuz:
Bu adam
sattı arkadaşını;
sattı altın bir tepside arkadaşının
kanlı, kesik başını...
Bu adamın ayaklarında dolaşıyor
korku,
gölgesi gibi..
Karanlık bir su gibi yaşıyor
bu adam.
Güneş batınca her akşam,
kaldırımlarda karısının donunu sürüyerek,
parmaklarının ucuna basıp yürüyerek
size doğru yaklaşan odur.
Siz tanıyın onu
kalbinin boynunda sallanarak seslenen
mel'un çıngırağından,
ve bilin ki onun
döküyor parça parça cüzzam illeti
ruhunun
etini...
Bu adam bugün açtır.
Açtır ama,
kaybetti bu adamda
kudretli ve büyük açlık bile kudsiyetini...
A dostlar, bu adam
güneş batınca bir akşam
sattı arkadaşını;
sattı altın bir tepside arkadaşının
kanlı, kesik başını...