Hepsi onun seçimi.
Duygusal seçimler, anımsadıgı seyler.
onları ben de anımsıyordum. Didion un anımsadıkları onu küçük kızı ve ešiyle birlikte yasadıgı Hawaii günlerine götürüyor.Sadece Hawaii günleri degil, kitap boyunca yazarın yasamının cesitli evrelerinden hatıralarıyla yüzlesmesine tanık oluyoruz. Anımsadıkları, ona o an yasanırken, o anın degerini takdir etmekte ne kadar yetersiz kaldıgını hatırlatıyor. O anın kıymetini bilememis olmak, yazarin yüzlesmeyi asla göze alamadigi bir sey. Bu yüzden anımsamak istemiyor. caresizce unutmanın yollarini ariyor : "Harika anilariniz var,dedi insanlar sonradan, anılan teselli olabilirmis gibi. Anilar tedelli degil. Anılan tanımı geregi gecmis zamana, yok olmus seylere ait. Anilar dolaptaki Westlake formalar,solmus, catlamis fotograflar, artik evli olmayan insanlarin dugun davetiyeleri,yuzleri aklindan ucup gitmis kisilerin cenaze tõrenlerinin cagrilari. Anılar artık anımsamak istemedigin seyler.
Çok Güzel bir eserdi Tešekkürler Joan Didion...