Dünyadayken ve hatta dünyadan ayrılırken kalplerinde tanımlayamadıkları boşlukları, olur olmaz dünyalıklarla doldurma gayretiyle çırpınan pek çok insana örnek olan Zülal’in hikayesi… Bu kitabı değerli bir ablamın hediyesi üzerine okudum. Normalde roman okumayı sevmeyen biri olarak bu kitabı çok hızlı bir şekilde bitirdim. Bunun nedenini düşünecek olursam galiba içinde bir takım kendimi bulmamdı. Peki neydi bu arayış? Yoksa bir insanın varoluşu muydu? Evet Zülal bu dünyada benliğini bırakarak Allah aşkıyla varlığını bulmuştu. Anlatımı çok yalın olan bu kitabın bence görmek isteyen için çok şey anlattığını söyleyebiliriz. Mesela kim olursa olsun “bu da kim buna müslümanlık mı yakışır” lafzı edilmeyeceği öğretilmiştir. Çünkü Zülal insani değerli yüksek ama ibadetleri zayıf biri iken Allah’ın bu özelliklerine rahmeti üzerine Rahman yolunu bulmuştur. İman, Hak yolu nasip işidir kime denk geleceğini yalnız Allah bilmektir. Bazen insan Hak ile batıl arasında sıkışır. Nefis batılı yürek ise Allah’ı ister ve mücadele burada başlar. Peki herkes mi bu mücadelenin sonucundan olumlu çıkar. Hayır! Kitapta Kevser Hanım’da söylüyor: “Bu mücadele insanı ya ileriye ya daha geriye götürür. İnşallah bizler Allah’a yakınlaşanlardan oluruz. (Amin)” Evet mücadele çetin, düşman çetin. Ama Allah rızası ondan daha da çetin. Rabbim bu dünyada ve ahirette onun rızasını kazananlardan eylesin ve nefsinin hükmettiği değil nefsine boyun eğdirenlerden eylesin. Ben gece yarısına kadar okuduğum bu kitapta, bir ara okuduklarım benliğime ve sanırsam nefsime o kadar ağır geldi ki ayağa kalkıp yürümeye derin derin nefes almaya başladım. Her okuduğum sayfada yüreğim kapanda sıkışmış gibi daraldım. Benim için zor ama bir o kadarda verimli olan bu kitabı bütün kardeşlerime tavsiye ederim. Allah bu kitabı okumamı sağlayan ve kitabı bizlere sunan insanlardan razı olsun. Hayırlarını kabul etsin.

Kalbe Düşen SızıElif Veske · Eşik Yayınları · 2018784 okunma

··

622 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Sayeperver