Gönderi

224 syf.
·
Not rated
·
Read in 4 days
Ekonomi, din ve siyaseti anlamak, aslında insan ilişkilerini anlamak demek. Varolan hemen hemen çoğu yapı, bu üç başat konunun getirileri ve karışımından ibaret. Aile, kadın-erkek eşitliği konuları da bunun alt dalıdır. Marx, Engels ve Lenin bu üç başat konu ile aile ve kadın arasındaki analojiyi “ekonomi” çatısı altında açık bir şekilde ifade ediyor. Feministlerin çok kötü bir politika yürüttüğünü düşünüyorum. Feminizm bir ideolojidir. İdeolojiler direkt bireylere karşı uygulanmamalıdır. Marx, Engels ve Lenin Feminizmin nasıl bir yol çizmesi gerektiğine yardımcı olabilecek söylemlerde bulunmuşlar. Bunu referans alan feminizm dalgaları oldu ama bireysel anlamda feminizmi savunan kadınların işi özünden kopardığını düşünüyorum. Feminizm, devlete karşı, politikalara, burjuvaya karşı yapılmalı. Ahmet’in, Mehmet’in bireysel olarak suçu yok. Feministlerin erkeklere karşı saldırgan tutumu büyük bir itibar kaybı. “Feminizmin” tutumu böyledir demiyorum, bireysel olarak feminizmi savunan çoğu kadının tutumu böyle ve yanlış. Bireysel anlamda hiçbir erkeğin direkt olarak suçu yok. İnsanlar, doğdukları ülkenin, devlet politikalarının, dinin, kültürün, aile yapısının yansımasıdır. Ufak yaştan birey olana kadar tüm politikalar erkeğin üstün olduğuna yönelik kayırmacı tutumla ilerler. Böyle bir sunum içinde kadını ikinci cins görmeleri elbette kaçınılmaz. Tabii ki kendini geliştiren, sunulan kayırmacı refahın yanlışlığını kavrayan erkekler de vardır fakat, ekonomik kaygılar, yaşam karmaşası içinde çoğunluğun buna odaklanmaması gayet anlaşılır. Aile, kadın-erkek ilişkilerini, çocuk ilişkilerini, sosyal ilişkileri her zaman politikalar, ekonomiler ve dinler belirlemiştir, belirler. Çarpık ilerleyen ilişkilerde direkt olarak bireylerin suçu yok, kafayı kaldırıp en üstteki yönetimin politikası sorgulanmalıdır. Feminizm de bu üstyapıya yönelik bir duruş sergileyebilir. Üstyapı değiştiği zaman otomatikman insan ilişkileri, yaşam felsefesi de değişir. Buna örnek olarak; İran Devrimi, Taliban Devrimi, Kültür Devrimi, Ekim Devrimi, Atatürk Devrimini örnek verebilirim. Bu radikal değişimlerle kadın ve aile yapılarının da nasıl değişime uğradığını görebilirsiniz. Ya da, çok uzağa gitmeye gerek yok. En güncel örnek günümüzdeki politika. İktidar öncesi aile yapısı daha liberalken, günümüzde daha muhafazakar ilerlediğini yakinen hissedebiliyoruz. Feministler, bireysel olarak erkeklere karşı saldırgan tutumlarından vazgeçerse, daha anlaşılır olabileceklerini düşünüyorum.
Kadın ve Aile
Kadın ve AileKarl Marx · Sol Yayınları · 2008373 okunma
·
347 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.