Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

236 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Sevmek varken neden nefret dolu olasın ?
Biliyorum ki, beni evlat edindi çünkü bir arkadaş istedi (hiç arkadaşı yoktu). Jeanette Winterson’nın hayatını kaleme aldığı, ‘Normal olmak varken neden mutlu olasın?’ post-modernitenin ve Winterson’nun kaleminin çarpıcı bir örneğidir. Kendisinin de Bomb dergisinde söylediği gibi, bir sayfayı okuduğunuzda, o sayfanın Winterson tarafında yazıldığını anlayabildiğiniz bir yapıt. Yalın dili, post-modern edebiyat teknikleri, cesur anlatımıyla kült denebilecek bir eser. Öncelikli temalar, Jeanette için ‘sevgi ‘ ve ‘aile’ kavramlarının hayatında büyük bir rol olmasıdır. Bebekliğinde evlatlık verilmiş ve misyoner bir ailede, Hıristiyan öğretileriyle büyümüştür. Annesinin söylemleri hayatında büyük yer tutmuş ve ‘wrong crib’ (yanlış beşik) düşüncesiyle hayatında psikolojik suistimallere uğramıştır. Hayatı boyunca psikolojisinde ve oluşan felsefesinde, kabul görme konusunda yalnızlığını görürüz. Tanrıyı, kitapları, şiirleri, cinselliği seven Winterson için, insanları sevme konusunda büyük problemler yaşamıştır. Kitabın bazı bölümlerinde, onun içsel sorgulamalarını okurken, çok özel duyguları okuduğunuzu düşünmemek elde değil. Aile kavramının onun içinde yaşattığı duyguların psikolojisindeki yerini görürüz. Burada ayrıca parantez açılması gereken önemli bir tema ise, toplumsal cinsiyet rollerinin Winterson’nun hayatındaki yeridir. Özellikle kitap başlığı olan annesinin söyleminde, normal olmayan ve lezbiyen olan Winterson, dini söylemler altında sürekli ezilir. Winterson’nın otobiyografisini okurken, önemli bir nokta ise annesinin psikoloji ve felsefesi anlamak olduğunu da düşünmekteyim. Çünkü dini kurallara bağlı bir insan olarak, dini yorumlama şekli kritik bir rol oynamaktadır. İlgi çekici olan ise Mrs. Winterson için din tamamıyla mutsuz ve acı dolu bir hayat sürmektir. Dini bir bayram olmasıyla sadece Noel’de mutlu olur. Teolojik dinler temel alındığında, acı çekme fikrinin ortaya çıkışını gösterir. Ne kadar acı da olsa, mutluluk aile için günahkarlıktır. Winterson annesinin İsa'yı kıyametin gelmesi için beklediğini ve hala gelmemesinden dolayı da mutlu olmadığını söylerek açıklar. Winterson için kendi benliğinin oturduğu ve kendini kabul ettiği zamanlar A’dan Z’ye okuduğu edebiyat kitaplarıdır. Buradaki kadın yazarlar (özellikle Woolf ve Bronte kardeşler), cinsiyetini kabul ettiği önemli kırılmalar olmuştur. Annesinin kitaplar bu denli nefret etmesi, dogmatik din anlayışının bir yansımasıdır. Fakat burada anne karakterinin mutsuz olmaktan ne kadar rahatsız olduğunu da görmek bence mümkündür. Çünkü bu kadar acıdan sonra, dinin bekli de gerçek olmaması ve İsa'nın kurtarıcı olarak gelmemesi, onun için de kabul edilebilir olmayabilir. Psikolojik incelemeler konusunda güçlü bir karakter olan Mrs. Winterson ile taban tabana zıt olan Jeanette Winterson, aile evinde kaçmasından sonraki sorgulamaları, eserin ana fikirlerinden denebilir. Winterson evden uzaklaşmasına rağmen mutlu olamaz. Bu aslında şiddetin insan hayatında açtığı yaralara çok iyi örneklerdir. 30‘lu yaşlarına kadar sevgi kavramını ve sevilebileceğine korkuyla bakar. Açıkçası, bu bölümleri okumanın zor ve duygu dolu olmasıyla birlikte, aile yapısının birey üzerindeki etkilerini resmeder. Kişisel olarak bana çocuk sahibi olmanın (ki burada eleştirdiğim, evlatlık olma durumu değil), insanlarda sorgulanmaya gerek duyulmadığı olduğudur. 12. Bölümde Winterson, ailesinin onu kendi olmasına izin verecek kadar sevmelerinin mümkün olmadığını düşündüğünü söyler. Ayrıca, aileyi sevebilmek hakkında bir fikrinin olmadığı ekler. Annesinin çocuk isteme sebebini arkadaşının olmamasıyla bağdaştırır. Bu sorgulanmayan ebeveynliklerin bencil bir yansımadır. Winterson bu travmaların sonuçlarından kurtulmak için geçmişini bağışlar. Hayatını yeniden yazarak, geçmişiyle yüzleşir. Sonuç olarak ana fikir sevginin önemidir. Ailesi ve toplum tarafından reddedilen bireylerin yaşadığı eksikliği resmeder.Jeanette aşkın yalnızca acıyla sonuçlanabileceğini varsayar, aşk ve acıyı birbirinden ayıramaz. Bu birleştirmeyi annesiyle bağdaştırmak mümkündür. Fakat Winterson’nun dediği gibi, gelecekte ne olur bilemeyiz. Kendini kabullenerek ve travmalarıyla yüzleşen Winterson sevgiyi, içindeki canavarı öldürerek ve severek aşmıştır.
Why Be Happy When You Could Be Normal?
Why Be Happy When You Could Be Normal?Jeanette Winterson · Grove Press · 2013638 okunma
·
719 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.