Gönderi

"SONA GELDİK"
21 Ekim 2011 SİLİVRİ / 02:00 Bizim ve ülkemizin bir kaderi var, ucu ve sonu bellidir. Eğer ömrümüzün sonuna kadar başka bir tercih yapmaz isek, bu durum geçerli olacaktır. Beyni bilgi ile beslemek gerekir. Çok doğru bir tespit. Şimdi beyni bilgi ile besleyelim. Beyin, sizin karşı koymadığınız bir şeyi doğru olarak kabul eder. Su akacağı ilk meyilli alana doğru yönelir. Yokuş yukarı çıkmaya çalışmaz. Beyin de böyledir, nasıl alıştırırsanız öyle tepki verir. Zor olan yokuş yukarı suyu akıtmaktır. Şimdi gelinilen bu ortam sonrası Türkiye'yi kurtarabilmek bağlamında "suyu adeta yokuş yukarı akıtmalıyız". Gerçekten Türkiye'nin kurtarılması gerekiyor mu? Kesinlikle evet. Çünkü şu anda yapılan her şey "BİR BÜYÜK KANDIRMACADIR". Türkiye ile ilgilenen dünya bunu çok çok iyi bilmektedir. Ancak, bunu bilen dünya, TÜRKİYE'den bir yerde intikam almak veya kendi milli çıkarlarına uygun olduğu için "SESİNİ/seslerini ÇIKARMAMAKTADIR". Bakın lütfen! Ateş çemberi içerisinde olduğumuz bir coğrafyada iki önemli komşumuz ile tarihsel bir problem yaratılmıştır. Diyelim ki Suriye'nin muhalifleri kazandı. Onlar da bizi bir müddet sonra tanımazlar. Diğerleri zaten hiç unutmayacaklardır. ABD, Ortadoğu'yu şimdilik kendi düşünceleri ve çıkarları doğrultusunda şekillendirirken, askeri gücü kısıtlı olduğu ve ekonomik gücünü de harcamak istemediği için, uzun yıllardır sürdürdüğü bir planlama sonucu Ortadoğu ülkelerinde hedef seçtiklerini "demokrasi" sloganı ile kardeşi kardeşe kırdırarak, kendi halklarını kullanarak iktidarları düşürüyor. Araplar demokrasiyi benimser mi? Bence hayır. Bu ülkeler eskisinden beter olabilirler! Devamında Suriye, İran ve Türkiye var. Bu üçlüde bir müddet Türkiye'yi kullanacaklar. Ancak İran'dan önce mi sonra mı Türkiye'ye bakacaklar orasi bilinmez! Şu anda Türkiye'nin damarlarını sülük gibi emiyorlar. Kafkaslar'a ve Asya'ya geçmeden önce mi ya da eşzamanlı mı Türkiye'ye gerçek yüzünü göstereceği bilinmez. Ancak göstereceği kesindir ABD'nin. Ermenistan'a nazaran TÜRKİYE'yi seçecek hali yok ya! ABD, Kafkaslar'da, İran ve Asya'da istediğini yapamayacaktır. Çünkü karşısında RF,* Çin ve Hindistan vardır. Ancak Ortadoğu'da kolay (halkının liderlerine kin beslemesi nedeniyle) iki lokma sonrası, Mısır, Libya devamında, bu bölgede de işleri arapsaçına dönecektir. Bu arada biz de düşman olunacak kim varsa bu coğ. rafyada düşman olacağız. ABD her zaman yaptığı gibi kabuğuna çekilirse, bu coğrafyada çok zor durumlarda kalabiliriz. Onun için / bu bağlamda suyu yokuşa sürmeye başlasak bir an önce çok iyi olur. Kendimizi hiç ağırdan satamıyoruz! Böyle bir dış politika olabilir mi? Türkiye'yi dünya terörizminin BARINMA alanı yapan bir dış politika ile Türkiye çok büyük bir kaosa sürüklenmektedir. Kendi içerisindeki terör, Kürt, Kıbrıs, sanal ekonomi, yargı, başkalaşım, devleti tamamen ele geçiren cemaatler sorunları ile Türkiye, tam çıktım derken bir anda düşer ve batar. Sonucunda da, biraz daha gecikilirse kurtaracak ne halk, ne de ülke kalmayacaktır. Bütün dünya hayretle bizi izliyor! Bir ülke nasıl bu şekilde intihar eder diye! Her şey YALAN, göz boyama, show, günü kurtarma doğrultusunda planlanmıştır. Fark edenlere Ortaçağlarda bile görülmeyen boyutlarda bir komplo mevcuttur. Müslümanın kâfirce işler yaptığı, Atatürkçüyüm, vatanperverim diyenlerin büyük bir çoğunluğunun KAYTAKLIK* yaptığı bir ülkeden bahsediyoruz. Terör artık "ya herro, ya merro"yu demiş durumdadır. PKK destek almaz ise bu eylemleri yapamaz. İnanın Suriye de İran da AKP gitsin diye aynı görüşteki PKK'yı destekliyordur. PKK'nın içerisinde önemli boyutlarda Suriyeli terörist mevcuttur. PKK da AKP'yi istemiyor artık! Zamların bu ilk ayağıdır. Daha çok radikal zamlar yapmak mevcudiyetindedirler. Yeni anayasa yapılana kadar bekliyorlar. Ancak ülke geleceği için şapkaya vurup düşürüp, keli ivedilikle göstermeliyiz. Halen geçen her saniye Türkiye'nin aleyhine ileride ödenmesi gereken bir borç olarak defterimize YAZIYOR! Aydınlar ve akil adamlar önce medyaya çağrı yapmalıdırlar. Medya halkımıza gerçekleri gösterecek en etkin erktir. Yandaş medyanın ne kadarı kaçabilecek bu ülkeden dersiniz? Türkiye, inanın batma noktasına doğru hızla yakınlaşmaktadır. Ekonomiye dair tüm veriler şu anda yargıdaki birçok olayda olduğu gibi "OYNANMIŞ VE SAHTEDİR". Yurtdışından Türkiye'ye uzun yıllar bakmış bir VATANSEVER olarak ben KIRMIZI ALARM diyorum. Ne bu siyasi iktidar ve ne de bu muhalefet ile Türkiye kurtulamaz. Daha beter ve daha hızlı BATAR! Türk halkı olaya ivedilikle el koymalı ve GÖREVLENDİRME YAPMALIDIR. Eğer yeni anayasayı da yaparlar ise BENİM NE DEDİĞİMİ ÇOK İYİ ANLAYACAKSINIZ. Ancak o zaman zaten kimsenin, hiç kimsenin yapabileceği bir şey kalmamış olacaktır. Kör müsünüz? Bir bakın, her gün evlatlarımızı hiç olmadık boyutlarda kaybederken, düşmüşler ARABIN derdine. Sizin geleceğinizi bitiriyorlar. Zaten bunların bir geleceği olmadığı için gelecek endişeleri yok. Ve bu nedenle rahatlar. Onlar patronlarının emriyle "ya bir kazanırsak hesabı" Türkiye'ye verebildikleri kadar ZARARI veriyorlar. Aksini söyleyecek birisi var mı? Seslerini kısın YÜZLERİNE bir bakın, ne görüyorsunuz? Çift başlı yılan asasını taşıyan BARTHOLOMEOS bile şükrediyor bunlara. Neden acaba? Geri dönülemez yoldayız. Biz bu cari açıkla en geç 1-2 yıl içerisinde kesinlikle YUNAN'DAN beter oluruz. Tüm 2-B arazilerini yabancıya satsan 50 milyar eder ki bu da yetmez. BATACAĞIZ. Bu gerçeğin üzerindeki tülü daha fazla tutamazlar. Perde 1-2 aya İNECEKTİR. O zaman her şey çok geç olacaktır! Yurtta Sulh var mı ki de cihandaki sulha soyunuyorsun. Senin etin budun ne? Sen önce halkının karnını doyur. Misak-ı Milli sinırlarındaki sorunları bitir. Her hareket iç sorunlarımızı derinleştirirken, tetikliyor da. Bu aşamaya gelmiş olmak bir DEVLET için en büyük YIKIMDIR. Paradigmalarını devamlı değiştirip halkın gözünü boyamada çok başarılı örneklerle devam ettirilen bir YÖNETİM, bunun adını da değişim koymuş. Geçmişte kendilerinden olmayan, halkı uyarabilecek ne kadar insan, kurum varsa düşman listesine almış ve büyük bir gayretle kontrol ettiği yargı ile bunları yaşarken öldürmek istiyorlar. Çünkü "yalana YALAN denilemeyen yerde gerçekler hükümsüzdür". Bu kendilerine yönelik "UYUM" ve "TAVİZ" döngüsü içerisinde olanlar aslında en az onlar kadar haindirler. Bir ülkede, dünya tarihinde bu kadar çok HAİN herhalde hiç olmamıştır. Hainimizin bol olduğunu 1920'leri yaşayan büyüklerimiz yazmışlardı da, biz bu kadar çoğalabileceğini düşünmemiştik. İşte EN BÜYÜK HATAMIZ BUDUR! Sistemden soğutma ve kaçış sendromu yaratılmıştır. Yalnız şimdi önemli olduğunu değerlendirdiğim bir tespitime geliyorum; Bunlar; "ATATÜRK'e doğru sığınıyorlar". Dikkat! Ben her ortamlarını ve düşüncelerini bilen birisi olarak, bu ilk kez gerçekleşen sığınmanın EN SON SİLAH OLARAK KULLANMAYA KARAR VERDİKLERİ TAKİYE OLDUĞUNU BİLİYORUM. En son silahlarını KULLANDIKLARI KESİNDİR. Bunu da belirtmeliyim. O HALDE SONA GELDİLER. ANCAK BUNU GÖREMEZ VE DEĞERLENDİREMEZSEK bir manası yoktur. Biz de, onlar da SON'dalar. YANİ hamle yapan kazanacak. Artik daha gecikmeyin. Bekleyelim 4/4'lük olsun deriz, ancak sondalar, inanın bu fırsat kaçmaz. Biz inanmış insanlarız, başladığımızda beklenmeyen desteği alacağımız ve ALLAH'ın da bizi bir kez daha koruyup BAŞARILI kılacağı kesindir. YETER Kİ BAŞLAYIN!
Sayfa 133Kitabı okudu
·
269 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.