Gönderi

108 syf.
·
Not rated
·
Read in 6 days
MAHCUBİYET VE HAYSİYET (DAG SOLSTAD)
(Solstad, Dag, Mahcubiyet ve Haysiyet, Çeviren: Banu Gürsaler Syvertsen, Yapı Kredi Yayınları, 11. Baskı, İstanbul, Şubat 2021, s. 106.) Kitaplarla fazlasıyla haşır neşir olanlar bir yapıtı okumayı denemek için vesile bulmakta zorlanmazlar. Mesela bu eseri sırf adının çevirisinde yeğlenen eski sözcükler sebebiyle bile okumayı düşünebilirler :). Benim Mahcubiyet ve Haysiyet’le tanışmam biraz böyle oldu. Üstelik Knut Hamsun dışında Norveç edebiyatından pek bir şey okumamıştım. O kuzey ülkelerinin edebiyatına biraz daha aşina olmak istiyordum. Yazar, eser ve çevirmenle ilgili küçük çaplı bir araştırmadan sonra eseri sipariş verdim. Dag Solstad 1941 doğumlu, çeşitli ödüller kazanmış, Norveçli ünlü bir yazar. Bu eseri dışında T. Singer, Profesör Andersen’in Gecesi ve Lise Öğretmeni Pedersen’in Ülkemize Musallat Olan Büyük Siyasi Uyanışa Dair Anlatısı adlı yapıtları da Türkçeye çevrilmiş. Çevirmen Banu Gürsaler Syvertsen ise otuz yıldır Norveççeden Türkçeye çeviriler yapıyormuş. İşinin ehli biri olmalı. -Spoiler!- Gelelim romanımıza… Eser 106 sayfa. Ama öyle şişirme falan söz konusu değil; dopdolu, bazen tek bir paragraf on sayfadan fazla sürüyor. Roman yaşadığı koşullardan, içinde bulunduğu çağdan kronik bir memnuniyetsizlik duyan bir edebiyat öğretmeninden bahsediyor, Elias Rukla’dan. Rukla ellisini geçmiş, içkiyle arası iyi sakin biridir aslında. Ama bir gün hayatının dönüm noktası olacak bir olay yaşar: Bir gün lise sonlardan birinde Henrik Ibsen’in Yaban Ördeği’ni işlemektedir. Çok iyi bildiği, yıllardır incelediği bu eseri okurken “dayanılmaz bir heyecana” kapılır, daha önce farkına varmadığı bir “iz” yakalamıştır. Dr. Relling karakterinin aslında Ibsen’in sözcüsü olmadığını, aksine Ibsen’in antagonisti* olduğunu fark etmiş, bu keşfiyle âdeta coşmuştur. Fakat öğrencilerin hiç umurunda değildir bu. Onlar bir an önce ders bitsin ve dışarı çıkalım havasına girmişler, öğretmenin son cümlelerini duymamışlardır bile. Rukla aldırmamaya çalışsa da başarılı olamamış ve başka dersi olmadığı için okuldan ayrılmaya karar vermiştir. Çıkışta yağmur yağdığını fark edip sabahtan yanına aldığı şemsiyesini açmaya çalışır ama şemsiye bir türlü açılmaz. Sonunda bahçedeki çeşmenin taşına çarpmaya başlar. Bu sırada çevresini öğrenciler sarar ve “aptalca bir şaşkınlık”la öğretmeni izlemeye başlarlar. Bu durum Rukla’yı iyice sinirlendirir ve etrafındaki öğrencilerden birine, bir kız öğrenciye hakaret eder. İşine devam etme imkânı ortadan kalkmasa da artık her şey bitmiş, yirmi beş yıllık öğretmenlik hayatı sona ermiştir. Rukla eve dönüş yolunu uzatır ve yolda bundan sonra ne yapacağını düşünür. Yürürken geriye dönüş tekniğiyle (flashback) kahramanın geçmişine dair bilgiler verilir: Rukla’nın üniversite yılları, arkadaşları Johan Corneliussen ve Eva Linde… Elias Rukla, Corneliussen’le dost olmuş, onun aracılığıyla da Eva Linde ile tanışmıştır. Linde, Corneliussen’in kız arkadaşıdır. İkili daha sonra evlenmiş ve bir kız çocuğu sahibi olmuştur. Fakat Corneliussen kızı altı yaşındayken kayıplara karışır. Bir gün Rukla’yı arayıp kendisine yeni bir gelecek kurmak için New York’a uçmak üzere olduğunu, Eva ile kızı Camilla’yı ona emanet ettiğini söyler. Sebep? Neden ailesini bırakıp gitmiştir Corneliussen? Doyurucu ve net bir cevabı yoktur bu sorunun açıkçası. Yazar devam eden sayfalarda Rukla’nın Linde’ye âşık olabileceğini ima eder. (Rukla, Corneliussen evlendikten sonra da onunla dostluğunu sürdürmüş, sık sık evlerine gidip gelmiştir.) Fakat bu konuda ne Linde ne de Rukla yanlış anlaşılabilecek bir davranış içine girmemiştir.** Yine de Rukla ve Eva -Corneliussen’den boşandıktan birkaç gün sonra- birlikte yaşamaya başlamışlar ve bir süre sonra da evlenmişlerdir. Yazar bundan sonraki kısımda Rukla’ya sayfalarca hayatını, kendisini, evliliğini sorgulatır. Karşımızda tuhaf bir evliliği bulunan (Eva, Rukla’ya bir kez olsun seni seviyorum dememiştir mesela.), meslektaşlarıyla sahici bir iletişim kuramamış, hem yükselme vb. hırsları olmayan hem de hâlinden şikâyetçi, tutunamamış bir karakter vardır. Eser Rukla’nın maddi sıkıntılar çekeceğini bildiği hâlde öğretmenliğe dönmeme kararlılığı vurgulanarak sonlanır. * Antagonist: Kurguda, ana karakteri (protagonist) engellemekle yükümlü kişidir. Karşı kişi ya da muhalif düşman olarak da bilinir. Asıl karakterin zıddıdır. (Wikipedia) ** “Ne … ne” bağlacını kullandığım hâlde fiili olumsuz çekimlemede bir sakınca görmüyorum.
Mahcubiyet ve Haysiyet
Mahcubiyet ve HaysiyetDag Solstad · Yapı Kredi Yayınları · 20192,518 okunma
·
432 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.