Geziyor, dağıtıyor, kaçıyor, dalga geçiyor ama en çok da düşünüyor. Başı dertten kurtulmuyor ama derdi açan da kendisi. Vurdumduymaz olduğu kadar bilinçli. Savrularak geçmişi olmayan bir hayat yaşamaya çalışıyor karakter. Kara mizah olması itibariyle güldürüyor. “İzahı olmayan şeylerin mizahı olur” lafı boşuna söylenmemiş. Siyasi ve toplumsal pek çok olayın derinliklerine girerek hicvediyor. Öyle ki, ana karakter dışındaki karakterler bile yaşadığımız toplumun trajikomik karakterlerine benziyor. Diyaloglar içerisinde o iğneleyici tavrı açıkça görüyorsunuz. Günümüzün “cringe”liklerine kitapta bol bol rastlıyorsunuz. Açıkçası bu türde yazabilmek cesaret işi, yazarı bunun için de ayrıca tebrik ederim. Hayatında sosyoloji ve felsefeye yer veren okurlar kitabın pek çok yerinde bu alanlara ait parçalar görebilir. Kitap tek bir kurguya sahip ama tek seferde okuyup bitirmek zorunda da değilsiniz. Kitabı tekrar elinize aldığınızda hikayenin akmaya devam ettiğini görebilirsiniz. Olayların karmaşıklığına rağmen konu dağılmıyor diyebilirim. Kitabın üçte biri betimlemelerden oluşuyor neredeyse. Bu durum betimlemelere alışık olmayan veya betimlemelerden hoşlanmayan okurlar için bunaltıcı olabilir. Aynı zamanda bilinçakışı da gözümden kaçmadı. Enteresan bir bilinç enteresan bir biçimde akıp gidiyor. :) Kitap bir yol hikayesi gibi gözüküyor. Zaman dilimi kısa ancak bu kısa zaman dilimi aslında yıllara tekabül edebilecek cinsten olaylara tanık oluyor. Son birkaç sayfada karakterin başından geçen tüm olaylara bir anlam yüklenmesi beni derinden etkileyen bir detay oldu. Karakterin gizemi tam olarak bu sayfalarda gizli. Eğer başlayıp yarım bıraktıysanız çok şey kaybedersiniz.

Zifiriyet FabrikasıHakan Yücel · İkinci Adam Yayınları · 2020621 okunma

··

1.581 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Düşünce Okur