Gönderi

218 syf.
4/10 puan verdi
Hukuk ve edebiyat; özellikle ABD ağırlıklı olmak üzere Batı’da bir yüz yılı aşkın süredir üzerinde düşünülen ve son derece mesafe kat edilen alanlardan biri olup ülkemizdeki konu hakkında çalışmalar biraz gecikmeli de olsa bulunmaktadır. Alana katkı sağlayan önemli çalışmalar Cemal Bali Akal, Gülriz Uygur, Yalçın Tosun ve Faik Turinay tarafından telif edilmiştir. Hukuk eğitiminde de yer alan hukuk ve edebiyat derslerinin çeşitli faydaları vardır. Bunlardan insanların hukuku nasıl algıladığı ve anladığı konusunda hukukçunun bilgilendirilmesi, hukukçunun dikkatine somut uygulamaya ve yasanın evrimine dair bir bilincin sunulması ve hukukçunun insan tabiatı konusunda eğitilmesi (“Edebiyat ve Hukuk Dersini Kim İcat Etti?”, Cemal Bâli Akal, Edebiyat, Hukuk ve Sair Tuhaflıklar, Hazırlayanlar: Cemal Bâli Akal, Yalçın Tosun, Dost Kitabevi, Ankara, 2015, s. 17.) gibi hukuk ve edebiyat konularından hiçbiri eserde ele alınmamıştır. Sadece mahkeme, hâkim, kadı, adalet, savcı ve benzeri hukuk ve adaletle ilgili konuların yer aldığı şiir, hikâye ve roman gibi eserlerden bazılarına sistematik olmayan bir şekilde değinilmiştir. Eser teorik alt yapıdan yoksun olup günümüzde Türkiye’de edebiyat ve hukuk çalışmalarının geldiği seviyenin kat ve kat gerisindedir. Eser hâkim ve savcılara verilen hukuk ve edebiyat derslerinin kitaplaşmış hâlidir. Eserde akademik olarak hukuk ve edebiyat üzerine bir şeye rastlamak adeta son derece güçtür. Zaten eserin kaynakçasında da konuyla ilgili önde gelen yazarlardan hiçbirinin eserine rastlanmaması bu durumu açıkça doğrulamaktadır. Eser hukuk ve edebiyat üzerine değil, adalet edebiyatı üzerinedir. Hatta eserin ekine konulan örneklerin bir kısmının adalet edebiyatıyla da ilgisi bulunmamaktadır. Mesela Rıza Tevfik Bölükbaşı’nın “Abdülhamîd’in Ruhaniyetinden İstimdat” isimli ve Atatürk’e hakareti muhtevi olduğu iddiasıyla ve Büyük Doğu adlı dergide yayımlanması nedeniyle Necip Fazıl Kısakürek’in yargılandığı (turkishliterature.net/7-14-haziran-19... Erişim Tarihi: 09.10.2021) şiirin neden esere alındığı anlaşılamamaktadır. Bunun yerine Abdurrahim Karakoç’un “Hâkim Bey” adlı satirik şiiri eserde yayımlansaydı daha doğru olurdu. En azından Türkiye’de adalet mekanizmasının görünümü hakkında canlı bir örnek sunmuş olurdu. Hâkim ve savcılara hukuk ve edebiyat adı altında bu içeriğin anlatılması hayretleri mucip bir durumdur. Adalet, hukuk, insan hakları gibi temel insani değerler konusunda bir kesim, konu açıldığında mevcut hukuksuzlukları görmek istemeyerek geçmiş adalet öyküleri ile kendini avutmaktadır. Yazar da böyle bir hataya düşmüş olmalı ki eserde geçmiş olaylara, hikâye ve şiir tarzında bolca yer verilmesine rağmen güncel hukuki meseleler ve hukuka aykırılıklarla ilgili hiçbir konuya değinilmemiştir. Hâlbuki Tahsil Yücel’in Gökdelen’inden Jose Saramago’nun Körlük ve Görmek adlı eserlerine kadar birçok güncel eleştiri eserde ele alınabilirdi. Yazar edebiyatçı olmasına rağmen eserde çok sayıda yazım yanlışı da bulunmaktadır.
Hukuk ve Edebiyat
Hukuk ve EdebiyatAbdulhakim Koçin · Türkiye Adalet Akademisi · 20174 okunma
·
90 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.