Gönderi

399 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Ekim ayına hızlı bir okuma serüveni ile başlamak adına daha önce Camdaki Kız ve Kral Kaybederse kitabını okuduğum başarılı kadın psikiyatrist Gülseren Budayıcıoğlu'nun bir başka kitabı ile başlamaya karar verdim: Hayata Dön. Anlatım şekli, Gülseren hanımın yorumları, roman oluşu kitabın ne kadar akıcılığını sağlasa da ana karakterimiz Ala'nın başından geçenleri öğrenmek istemediğimiz, acıları görmezden gelmek istediğimiz için kitabı okumak biraz zorlayıcı olabiliyor. Hayata Dön kitabında anlatılan Ala'nın hikayesi, Kırmızı Oda dizisinde Melisa Sözen'in canlandırdığı Alya karakteri. Kırmızı Oda'yı kaçırmadan izleyen biri olarak bildiğim bir hikayeyi okudum. Beni okumaya motive eden Gülseren hanımın her seansta Ala'ya güven ortamı sağlamak için anlattığı hikayeleri dinlemek, yorumlarını bir de kitabından senaryolaştırılmadan önceki halini okumaktı. Genel çerçevede olanlar kitapla bir işlenmiş. Kitapta farklı olarak Ala'nın ilk arkadaşı onu kurslara gitmesine vesile olan, alışveriş ile bakım ile tanıştıran Madalyon Kliniğinden geç ve bakımlı bir psikolog vardı. Heyecanlı, Ala'yı tanıdıkça ona 'hayran' olan karakter. Ben kitabın ve seansların en çok hikaye kısımlarını sevdim, Hitler ve Freud'dan, Afrika kabile liderine, Öküz hikayesine, Prenses Süreyya'nın hikayesinden, Eva 'Evita' Peron'un hikayesine bambaşka öyküler de dinliyoruz. Okurken ara ara gelen başka hastalarla beraber ailenin, sevginin, yaşama tutunmanın önemini hayata devam etmek için yemek yemek, uyumak kadar çocuklukta ailemizin bize gösterdiği ilginin, toplum içinde varolmanın, yalnızlığın kişinin sağlığını ne kadar etkilediğini görüyoruz. Bu kitabında ailesine eşcinsel olduğunu açıklayan bir çocuğun annesinin de seansı vardı, bu konuya değinmiş olması da güzel bir detaydı. Gülseren hanımın kitaplarında bir başka dikkatimi çeken de evlilik olgusu. Bunun bir sebebi bazı karakterlerin anne ve babasının 'sorunlu' ilişkisinden uzun uzun bahsetmesi olabilir. Yanlış ilişkiler de kişinin hayat yolculuğunu nasıl şekillendirdiğini, kader motifi ile kendi ilişkisinde de benzer hatalar yaptığını görüyoruz. Kendisinin Aydın bey ile olan ilişkisini, ev ortamını, eşinin ona düşkülüğünü de vurgulayarak anlatıyor. Bu kitabında bir de Aydın bolluğu var; eşi Aydın beyden, torunu küçük Aydın'dan ve kliniğin şöforü Aydın beyden bahsediyor, onların hayat hikayelerini de dinliyoruz. Gülseren hanımın hayatı deyince, bu kitabında oğlu Hasan'ı daha bir yakından tanıyoruz. Kızı Zeynep'ten torunundan bahsederken sıkça bahsediyor ancak kızının eşinden ve kızından az bahsetmesi dikkatimi çekti. Oğlu Hasan'dan sıklıkla övücü bahsedip kızından bahsetmemesi pek içime sinmedi. Son olarak Gülseren hanımın Ankara düşkünlüğünü bir İstanbullu olarak pek anlamdıramadım. Kendisi de söylüyor aslında İstanbul'un yanında Ankara bir memurdur diyor ama Ankara'yı sevmeden, ona dönmeden yapamıyor adeta. Bu kitap için bahsedeceklerimi toparladığımı düşünüyorum, bu kitap için eklemek istediğiniz ya da bahsetmek istediğiniz bir şey olursa yorum yapmaktan da mesaj atmaktan da çekinmeyin lütfen. Bir sonraki incelemeye kadar sağlıcakla kalın!
Hayata Dön
Hayata DönGülseren Budayıcıoğlu · Remzi Kitabevi · 202011,8bin okunma
·
105 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.