Gönderi
Bu kitabı anlatmaya nereden başlamalıyım bilemiyorum çok yoğun bilgiler içeren, okunan değil üzerinde çalışmayı gerektiren bir kitaptı. Çok yönlüydü ve kapsamlıydı. İnsanlığın köklerinden başladık yolculuğumuza, yolculuk diyorum zira mental yolculuk yaptırıyor insana. MÖ'den İslama kadar yaşayan insanların geçim kaynakları, yaşam şekilleri, dilleri, toprakları, dinleri, peygamberleri, her birinin tohumdan koca bir çınar oluşuna şahit etti bizi bu kitap. İnsanı anlattı bize, bizden çok önce yaşamış bu insanlar nasıl yaşadı anlamalıydık. Hikayesini bilmediğin insanı tanıdığını iddia edemzsin biz de burada insanoğlunun varolma hikayesini dinledik anlamak için Sonra zaman aktı ebrehenin üstüne ebabil kuşlarının taşları yağdı ve İslam'ın güneşi ufukta aydınlanmaya başladı. İslam'ın özünü; Tevhid'i işledik. Vahiy, Kur'an-ı Kerim, her yönü ile Peygamberimiz ve sünnetleri, fıkıh, hadis, tefsir, hukuk ve tasavvuf... Burada ayağımız tökezledi yanlız. Her alanda net gördüğümüz gerçeklik burada buğulandı ve yanlış aksettirildi okuyucuya, -Yusuf Kaplan hocamızın yazarların hataları ile ilgili çok güzel bir tespiti vardır. İlahlaştırmanın önüne geçer yazarı, onunda insan olduğunu hatırlatır.- İbadet, muamelat sonra yollarımız sanat ile kesişti. İslam Sanatı'nın başka hiçbir sanata benzemeyen eşsiz gayelerini öğrendik. İslamın dünyanın herbir noktasındaki bıraktığı izleri ince ince inceledik. Arap dili ve edebiyatını bilhassa konusu geçti çünkü o sonsuz hazine anahtarıydı. Edebiyat, hat, tezyinat, mimari ve mekan sanatları derken. Ses sanatı ile noktaladık kitabı. Hendese-i Savt... Zannederim ki bize hoş bir seda bırakmış olmanın ümidi ile böyle sonlandı kitap.
·
544 views
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.