Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Beşir Fuad
BEŞİR FUAT VE KANLA YAZILMIŞ İNTİHAR MEKTUBU Türk edebiyatında ne hikmetse Beşir Fuat’tan pek söz edilmez ve Beşir Fuat pek bilinmez. Halbuki Beşir Fuat, Natüralist(doğal dünyayı esas almak) ve Pozitivist düşüncenin ilk Türk temsilcisi olarak kabul edilir ve benzersiz bir edebiyatçıdır. 1852-87 arasındaki 35 yıllık hayatına 8 kitap sığdırmıştır. Düşünceleri ve yazılarıyla edebiyat ve düşünce hayatımızda önemli bir yere sahiptir.. Erken yaşta evlenmiş olmanın getirdiği mutsuz bir evliliği ve bir de sevgilisi vardır. Annesi akıl hastası olduğu için genetik olabilir endişesiyle delirerek ölmekten çok korkar. Daha otuzundadır, çok zekidir, batı dillerine oldukça hakimdir, başta Victor Hugo olmak üzere yaptığı çevirileri ses getirir. Ünlü Alman filozofu Arthur Schopenhauer'i yaptığı çevirilerle edebiyatımıza kazandırmıştır. Tabi bu arada onun karamsarlık felsefesinden de etkilenmiştir. Schopenhauer’e göre Anlamsız, boş, acı-dolu, kötü bu hayattan kaçınmanın tek yolu vardı; o da istencimizi(irade) öldürmek… Beşir Fuat’ın özgün eserleri yeni harflere çevrilmediği için okuyamıyoruz… Bu durum kelimenin tam anlamıyla utanç vericidir… Bileklerini 4 yerden keserek intihar etmiştir. Ölmesine sayılı anlar kala, ölümün nasıl geldiğini, neler hissettiğini, kanına batırdığı kalemi ile yazmıştır… Kannın son damlasına kadar yazan bir yazar olmayı hak etmiştir.. Aşağıdaki satırlar ölmeden önce son yazdıklarıdır.. "Ameliyatımı icra ettim, hiçbir ağrı duymadım. Kan aktıkça biraz sızlıyor. Kanım akarken baldızım aşağıya indi. Yazı yazıyorum, kapıyı kapadım diyerek geriye savdım. Bereket versin içeri girmedi. Bundan tatlı ölüm tasavvur edemiyorum. Kan aksın diye hiddetle kolumu kaldırdım. Baygınlık gelmeye başladı…’’ Beşir Fuat ilk anlarda sakindir, ancak geçen dakikalar içinde canı yanar ve bağırır.. Sesine gelen hizmetçisi şok olur görüntü karşısında hemen doktor çağırırlar, doktor yakın bir arkadaşıdır hemen müdahale eder ama Beşir Fuat’ın son sözleri dökülür dişlerinin arasından; "Beş dakikalık ömrüm kaldı boşuna uğraşma" Sanki intihar eder gibi değil de, bilimsel bir deney yapar gibi, ölüm duygusuna hakim olmanın hazzını tadıp, merakını gidermenin tatlı hezeyanını yaşar gibi.. Ölürken, ölmek üzereyken, o anın hissiyatı ile yazabilmek duygusu, intihar mektubu olarak bilinen son olarak yazdıkları; mektuptan ziyade ölümle ilgili yapılmış bilimsel bir deneyin bitirilmemiş çalışma notlarını andırıyor. Mektubunun son kısmını mürekkebi yerine kanıyla yazmıştır, hatta bazı yerleri okunamayacak durumdadır… Bedenini kadavra olarak Tıp Fakültesine bağışlar ama dini nedenlerle bu vasiyeti yerine getirilmez… Bu kimselere benzemeyen muhteşem yazarımızın az tanınması ve edebiyat dünyamızda hak ettiği yeri alamamış olması bizlerin utancı olmalıdır.. ---Alıntıdır---
·
12 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.