Gönderi

264 syf.
8/10 puan verdi
·
26 saatte okudu
Örümcek ağları arasından sızan hava kadar kısa hayat: Yaşamalı!
1948 Sovyet işgali sonunda akademideki görevine son verilen ve ardından tüm yakın çevresi tutuklanıp soruşturulan müzisyen bir yazarın Komunist rejimden kalemiyle aldığı bir intikam mı yoksa sürekli değişen sokak adları ve sistemleriyle ta Cizvitlerden Ruslara kadar süregelen işgallerle tarihini unutmaya yüz tutmuş, doğduğu Kafka'nın Prag'ı özelinde ülkesi Çekoslavakya'ya duyduğu bizdeki gurbet özlemi mi, bu kitap? Belki de, her ikisi! Kendi deyimiyle; Beethoven'ın çesitlemeleri gibi, sevdiği müzikalden kotarıp eserlerinde kullandığı iniş çıkışlarla dolu (#romansanatı eserinde bahsediyor) 7 bölümden (bağlantılı hikayeden) oluşuyor eser ki, roman olarak nitelemekte. Temelinde, ülkesi Çekya'nın tarihindeki şerefli yenilgilerin arkasından gelen hüzün,acıma, pişmanlık ve özlem var. Bu ise, Çekce'den çevrilemeyen Litost sözcüğüyle (insan ruhunu anlatan tek kelime) ve içimizdeki zavallılığın birden ortaya çıkmasından doğan acılı durum olarak belirtiliyor yazar tarafından, terkedilmiş bir köpeğin sızlanıp uluması gibi. Kundera'nın ayrı bölümlerde bazen karakter bazen konu ortaklığında ele aldığı anafikir, eserin isminde yatıyor: Litost ile de nitelenen yenilip yok edilmek istenen bir halkın son bir kızgınlıkla gülümseyişi ve unutuluşunun öyküsü. Unutuş başkanı dediği son Komünist devlet başkanı, yazarın babasının son anlarında söyleyebildiği sözcükler olan 'Çok garip' repliği, yazarlar kulübündeki şairlere verdiği ünlü isimler (Voltaire, Goethe, Lermontov, Petrarque, Verlaine, Boccacio) ve karşılaştırmalar ise çok iyiydi. Bir Çek bağımsızlık yanlısı düşünürün ve eşinin eski aşk mektupları peşinde geçmişlerini aradığı yalnızlıkları, Melekler metaforuyla yaşanan Çekya gülüşünün tarihi ile süregiden anlatım, insanoğlunun tüm ahlaki ve düşünce kalıplarına götürüyor bizi, tıpkı son bölüm Sınır gibi. Yazarın cinsellikte bağladığı Kadın&erkek ilişkilerinde yaşananlar, özgürlükten bağnazlığa pek çok noktaya değiniyor ve üslubuyla uç sınırlarda geziniyor. Fransa'ya iltica ettiği zamanda yazdığı bu ilk eseri, #varolmanındayanılmazhafifliği gibi pek bilinmese de, karmaşık kurgusuna rağmen Varoluşculuğun bu son büyük yazarını anlamak için iyi bir seçenek: Örümcek ağlarının hava alan arası kadar kısadır yaşam, örümcek kafalara inat!...
Gülüşün ve Unutuşun Kitabı
Gülüşün ve Unutuşun KitabıMilan Kundera · Can Yayınları · 20151,116 okunma
·
342 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.