Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Metin ve Angeli - Gözlerin
METİN VE ANGELİ BÖLÜM 6 GÖZLERİN Ertesi gün öğlen kahveyi boşladım diyorum. Gidiyorum demlik Fuat’ın mekanına. Herifin yedi sülalesi kahvecilik yapınca mahalleli demlik Fuat lakabını takmış. Bir arada kendi ismiyle demlik çıkarmış tabi tutmayınca mahalleliye satmış. Çayı bırakıyor, giriyor içeri. Pek de muhabbet etmeyi sevmez benim gibi. Hep aynı yüzler pişpirik, batak ve okeyci kumarbaz herifler. Adamlara Lev Tolstoy desen dalgaya alırlar seni. Zaten bende bunların muhabbetine değil yoldan geçenlere bakmaya geliyorum. Tam sigara yakacağım Seyfi çakıyor kibriti. Oturuyor karşıma. Müsaade de istemez bu herif hiç. ‘‘Metin amca.’’ Şivesine kurban. ‘‘Söyle, Seyfi.’’ ‘‘Yarın düğünüm var.’’ Çay burnumdan çıkıyor. ‘‘Olum sende zaten iki tane karı yok mu?’’ Pişmiş kelle gibi sırıta sırata ‘‘Vor.’’ ‘‘Olum ne yapacaksın üçüncüyü.’’ ‘‘Vallah bu sefer ki başkadır. Biraz zoraki olmuş.’’ Görsen yüzünü hiç öyle silah zoruyla gibi gözükmüyor. ‘‘Allah mesut etsin oğlum.’’ ‘‘Yarın akşam mahallede düğün yapacağız. Sende davetlisin ha. Gücenirim Allah’ıma.’’ -Gücen ulan. ‘‘Bakarız. Seyfi.’’ Kalkıyor sırıta sırıta. Neyse yıllardır tanırım bu çocuğu babası da iyi adamdı. Mahallelinin hep yardımına koşardı. Kalkıyorum, Kayserili Veysel’in dükkanına doğru yola koyuluyorum. Pastırma Veysel. Anasını boyar babasına satar. Tam tüccar herif. Kapıda sinek avlıyor, beni görünce yüzüne Vita reklamındaki çocuk gülümsemesini konduruyor. ‘‘Hoş geldin, Metin abi.’’ ‘‘Hoş buldum Veysel.’’ ‘‘Pantolon alacağım bir tane füme rengi.’’ Göz ucuyla alıyor bacak boyumu, raftan değil arkadan getiriyor pantolonu. Çakal gözümü boyayacak. ‘‘Bu ithal, marka hem.’’ ‘‘Kaç milyon.’’ ‘‘Sana 40 milyona olur. Metin abi.’’ ‘‘Çok dedin oğlum. Yap bir şey daha.’’ ‘’35 olsun.’’ ‘‘çıkk’’ ‘‘30’’ ‘‘Olmaz Veysel, in daha.’’ ‘‘Son bak daha kurtarmaz. 25 milyon.’’ ‘‘Vaz geçtim Veysel.’’ ‘‘Tamam. Metin abi. 20 daha da inemem.’’ İnersin de, seni daha zorlasam ağlayacaksın. En çok da Veysel’le pazarlığı severim, hatta bir tek onunla pazarlık yaparım. Neyse alıyorum pantolonu eve dönüyorum. Bir deneyeyim diyorum. Oda ne. Paçalar yapılı değil, boyda kurtarmıyor. Hadi bakalım gazlı Necmi’nin dükkâna. Giriyorum içeri Necmi makinanın başında gözlüğün üstünden bakıyor. "O Metin abi hoş geldin." "Hoş bulduk Necmi." "Hangi rüzgâr attı seni buralara." "Yahu sorma düğün var. Pantolon aldım paçaları yapılacak." "Kimin düğünü?" ‘‘Seyfi’nin. Tanımazsın." Biz bu adama neden gazlı Necmi derdik diye hatırlamaya çalışıyorum. Aklıma eşekçi İsmail geliyor. ‘‘Yahu bizim eşekçi ne yapıyor görmedim uzun zamandır." "Öldü o." "Ne zaman?" " Dün." Sırf ilgisiz olmamak adına soruyorum. "Hangi camide kılınacak namazı." "Çarşıda, yarın öğlen." Yahu diyorum içimden bu İsmail ile sanki alacak verecek bir şeyler kaldı. Necmi hemen anlatmaya başlıyor. "Herifin bana borcu vardı." -Ulan sen paça yapıyorsun ne kadar borcu kalacak. Neyse alıyor boyumun ölçüsünü gönderiyor beni. Ertesi gün kahvaltıdan kalkar kalkmaz kapım çalıyor. Açıyorum Necmi. "Hayırdır! Necmi. Ben gelirdim pantolonu almaya." "Yok ondan gelmedim. İsmail’in cenazeye gidecektik ya hani." Yahu ben bu adama demedim ki geleceğim diye. Göndersem ayıp olacak. Çıkıyoruz evden camiye. Yolda, ikide bir borcu vardı diyor. Dayanamıyorum. "Sende hakkını helal etme." "Olur mu? Öyle." "Olur tabi. Borcunu ödemeden namazı kılınmaz." "Yok yav ayıp olur." Neyse varıyoruz camiye mahşer yeri gibi avlu. "Necmi." Diyorum. "Bu İsmail ne iş yapar." "İlahi Metin abi. Kapalıçarşı’da dükkânı vardı." Hemen hatırlıyorum. Hoca duayı bitiriyor, helallik istiyor. Herkes helal olsun Necmi haram ediyor. Fazla duyulmuyor Allahtan. O an anlıyorum bu herife neden gazlı Necmi dediğimizi ama iş işten geçiyor. İlki pek duyulmuyor. İkincide Necmi abartıyor. "Haram olsunn." Sanki o an dünya duruyor. Kimsede çıt yok. Herkes Necmi’nin yanından çekiliyor. Necmi kıpkırmızı. Bir anda ortalık karışıyor. Hoca araya giriyor. Necmi’nin parası ödeniyor. Helallik alınıyor. Geri dönüş yolunda Necmi. "Az kaldı 50 milyon için gözümüzden olacaktık." Diyor. Ne diyeyim. Başka yerlerine sağlık diyorum dükkândan pantolonu alıp gidiyorum eve. Yorulmuşum şiirim hayal meyal örtüyor üstümü gece gece. Aklıma düşüyor gözlerin. DEVAMI GELECEK… 27.09.2021 GÖZLERİN Senin gözlerine benim hayallerim sığmaz, Sen güneş, parlayan bir güne, Bense yakamoz düşmüşüm gecenin bilinmezine. Eylül geldi mi döker gözlerim yeşillerini, Kasımda yağarsın üstüme sessiz, sessiz. Senin gözlerine benim hayallerim sığmaz, Sen derya, taşırsın mektupları bilinmez diyarlara, Bense şişe, sürüklenirim peşinden sevdanın azgın yokuşlarına. Şiir geldi mi sen, aşk olursun gönlümde, Bense sana yazılan satır, Ah sevdam sen benim umutlarımın feri, Yarınlarımın güneşi, Anlamazsın. Senin gözlerine benim hayallerim sığmaz. 09.09.2021 Hikaye, kurgu ve şiir bana ait... Görsel alıntıdır... T.c. Fatih Cihat Köksal
Fatih Cihat Köksal
Fatih Cihat Köksal
·
204 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.