Gönderi

200 syf.
·
Not rated
Giordano Bruno 16. yy’da yaşamış Copernicusçu bir bilim insanıdır. Orta çağdaki kilisenin “yer merkezli evren teorisi”ne karşı çıkmıştır. Merkeziyetsizçiliği ve sınırsızlığı ileri sürmüştür. Bu görüşüne de Copernicus’un vasıtasıyla ulaşmıştır. Bu yüzden de engizisyon tarafından din karşıtlığı ile suçlanmıştır. Ardından halka açık bir Roma meydanında kazığa bağlanarak yakılmıştır. Küllerin şöleni bu yüzden manidar bir kitap başlığıdır. Zira orta çağın kesin, değişmez bağnaz yapısından Bruno’nun görüşleriyle birlikte Rönesans’a doğru yol almada bir hareket noktası oluşturur. Bruno’ya göre Copernicusçuluk yeni bir astronomi değil aynı zamanda yeni bir dünya görüşüydü. (Bozkurt, E. Avrupa’da Aydınlanmacılık Hareketi’nin Ortaya Çıkışı, 2018:64) Copernicus matematiğie sırtını yaslayarak birtakım ölçümler dahilinde evrenin merkezinin dünya değil güneşe yakın bir yer olduğunu iddia etmiştir. Bruno’nun yöntemi matematik olmadığı için Bruno’yu suçlamak daha kolay olmuştur. Bruno güneşin bir yıldız olduğunu da söylemiştir ancak Bruno’nun suçlu görülmesi ve Bruno’ya karşı yürütülen Papalık Mahkemesi’nin verdiği kararda en ölümcül nokta “tek bir sonsuz evrenin” coşkulu savunusudur. Çünkü bu anlayış kilisenin düşünce anlayışını temelden sarsmaktadır. Ancak Bruno’nun yakılmasına, Sokrates’in baldıran içirilmesine rağmen değişim ve onun dahilinde gelişim kaçınılmaz olmuştur. Zaten değişim bir kez yaşandı mı geriye dönmek artık imkansızdır. Copernicus ve Bruno’nun yanı sıra Kepler ve Galilei gibi diğer bilim insanları da klasik felsefeyi yerinden etmiştir. Bunlar Aristotelesçi kozmolojiye vurulan darbeler olarak da anılır. Kitabın içeriğine gelecek olursak da diyaloglar halinde yazılmış, Bruno’nun astronomi ve felsefe haricinde kendi dünya görüşünü, insanlara yaklaşımı gibi kimi diğer konularda da kendisi hakkında bilgi sahibi olabileceğiniz bir kitaptır. Fakat okurken çok sıkıldım ve hala kitabı kimin yazdığı hakkında bir fikrim yok bunun sebebi ya okuduğum süre zarfı içerisindeki ruh halim ya da kitabın gerçekten böyle bir sorununun olmasından kaynaklı. Sonuçta bu insan; tarihin, bilimin ve felsefenin gelişiminde önemli bir itki noktasıdır bu yüzden çok bilinmeyen Bruno’nun bilinmesi, dönemi dahilinde anlaşılmaya çalışılması ve anlatılıp aktarılması gerekmektedir. Yoksa ne anlamı kalırdı bunca yaşamın, bunca cinayetin ve bunca yakarmanın. Hepsi biz insanlar için, hepsi daha yaşanılabilir bir dünya için, hepsi küllerin şöleni için. “Sözün kısası, kendi yalnızlığına karşın, bu yalnız adam, sonunda genel bilisizlik üzerinde zafer kazanarak, savaş kazanabilecek ve kazanacaktır. Ne bir sürü körün ve sağırın tanıklığı, ne yeminler ve boş sözler sorunu çözecektir; sonunda kendini benimsetecek iyi hazırlanmış bir düşüncenin gücü sorunu çözecektir. Çünkü bir sürü kör, bir tek görene eşit olamayacağı gibi, bir yığın aptal da, bir tek akıllıya eşit olamaz.” (Bruno, G. Küllerin Şöleni, Cem yayınevi, 2004:59)
Küllerin Şöleni
Küllerin ŞöleniGiordano Bruno · Cem Yayınevi · 2020151 okunma
·
510 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.