İnsan ölünce ne ciğerlerini temiz havayla doldurmaya ihtiyacı kalır ne kesik kesik yarım nefesler almak zorunda kalır ne derin iç çekiş gibi nefesler kalır,üşümez,terlemez,karamsarlığa düşmez,mutluluğunu kaybetme korkusu yaşamaz, tekerrür eden kişisel bakımlar,sabah akşam öğünleri,günlük kısa seyahatler,güneşin doğuşunu batışını farketmeden hızlıca kapalı duvarlar arasında günler de biter.
Ölünce bitecek birçok yük, birçok tekrar eden şey olacak.
Böyle bir insan ölünce daha kötü hissetmez:)
Yazdıklarınıza şiirsel anlamda katılıyorum hocam. Edebi anlatım olarak son derece kuvvetli, burdan bir şiir veya öykü çıkabilir.
Bununla birlikte ciğerlere dolan hava yarım bile olsa güzeldir. Pandemi döneminde bunu çok iyi anlatabilecek kişiler çıkacaktır eminim.
Bir yaz gecesi yaylada üşümek de, kışın bir şöminenin başında terlemek de güzeldir...
Kaybetmekten korkulan şey de mutluluktur, adı konulmamış olsa da...
Devamı gelebilir bu şekilde ama yazdıklarınıza katılmamak değil bu. Her iki bakış açısı da doğrudur, bakılan yere göre...
Demek istediğim odur ki Ekim ayı güzeldir...