Gönderi

626 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 27 days
Sizlere tarih yüklü her sayfasından ayrı bir değer fışkıran bir kitap ile geldim. Tarihi sevmiyorum diyerek önyargılı yaklaşmamanızı öneririm. Çünkü tarihin yanı sıra kurgu yüklü bir hikâyede var bu muhteşem sayfalarda. Anlatılan tarihi biliyordum ama beni bu denli etkilemesini, içime bir yumru oturmasını ve yarım kalacağımı bilmiyordum. Atsız'ın kaleminin muhteşemliğini, eşsiz ve benzersiz oluşunu daha nasıl anlatabilirim bilmiyorum. Kitabı ilk okumaya başladığımda kendimi Ötüken'de at koştururken ,Çin saraylarına esir düşmüşken, otağ içinde bir-iki çamçak kımız içerken (hiç içmemiş olan ben bile Atsız'ın anlatımıyla o kadar çok içmek istedim ki anlatamam.), dağlarda ağaçların tepesinde kuş avlarken, güreş yaparken, at sırtında ok atarken ve uçsuz bucaksız sarı bozkır topraklarında özgürce koşarken, yağmur kokan o gecede Kür Şad ve kırk çerisi ile bağımsızlık için mücadele ederken buldum. 🖤 Almıla ile ata binmeyi, Pars ile olan aşkına hayran olmayı, Kür Şad ile yiğitlik gösterip coşmayı, Çalık ile deli dolu olmayı, Yamtar ile sürekli açlığı, Binbaşı Bögü Alp ile sabretmeyi, Sançar ile kahkaha atmayı ve Urungu ile Ay hanımın birbirlerine olan gizli sevdasına birebir şahit oluyor ve onlarla beraber bu duyguları yaşıyorsunuz. "621 yılında bir yaz gecesi..." diye başlayan kitap bizi günümüzden 1400 yıl öncesine götürüyor. Kitap iki bölümden oluşuyor. Birinci bölüm "Bozkurtların Ölümü"nde Gök Türk devletinin yıkılışını, Çinlilerin himayesine girmesini, Türklerin yaşadığı zorlukları ve Kür Şad ve kırk çerisinin Çin sarayına yaptığı ihtilali'ni anlatıyor. Ayrıca Türk törelerini, Türklerin sosyal yaşamlarını ve savaşçılık özelliklerini sade ve akıcı bir dille okuyoruz. İkinci bölüm "Bozkurtlar Diriliyor" da Türklerin yeniden dirilerek devlet kurmalarını, 2. Gök Türk devletinin yeniden sancağını dalgalandırdığını ve ilerledikleri bu kutlu yolu anlatıyor. Bağımsızlıklarına düşkün olan Türkleri ve bir ağacın ayrılmaz kolları olduğunu ve onların asla yenilemeyeceklerini öğreniyoruz. Atsız da bunu kitabın bir sayfasında şu cümle ile dile getiriyor. " Kür Şad ölmüş, fakat attan düşmemişti. Ölmüş, fakat yenilmemişti..." daha iyi bir anlatım olamaz. Büyük yazar Cengiz AYTMATOV "Bozkırda doğmuş olan ben bile, bozkır hayatını hiç bozkır görmemiş olan Hüseyin Nihâl ATSIZ kadar canlı anlatamazdım." demiş. Bu sözün doğruluğunu, önemini eseri okuduktan sonra daha iyi anlıyorsunuz. Atsız'ın en büyük tarihçilerden biri olduğunu herkes bilir bu yüzden nitelikli bir okur için siyasi görüşü ve ideolojik fikirleri ne olursa olsun her Türk gencinin okuması gereken muazzam bir eser. Ay Hanım ve Urungu Tegin size sonsuz mutluluklar. Kür Şad ve kırk çerisi sizleredeTanrı Dağı'nda Alp Er Tunga ile süregelen şehitler diyarında ruhunuz şad mekanınız uçmağ olsun. Hepinize keyifli okumalar
Bozkurtlar
BozkurtlarHüseyin Nihal Atsız · Ötüken Neşriyat · 202014.6k okunma
·
763 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.