Kitabı bu platformda ilk okuyan, ilk alıntılayan, ilk inceleyen olmanın mutluluğu içerisindeyim... Derrick Rose, adamım! Bu adamı bir başka seviyorum. Karakter olarak kendime çok benzettiğim, bakınca kendimi gördüğüm nadir oyunculardan birisi Derrick Rose. Bana öyle hitap etti ki kitap, çok büyük çoğunluğunda sanki kendimi, kendi düşüncelerimi, kendi zihnimi gördüm. Ahh, çok teşekkürler Rose... İçe dönük, sessiz, çok hareketli olmayan; ancak içinde bambaşka bir cevher barındıran biri. O sessiz ve dışa dönük olmayan yapısının altında süper bir yetenek yatıyor gerçekten. Kitabını görünce ne kadar sevindim anlatamam size... Konuşmaktan çok ispatlamayı seven biri O... 1.91 boya (benimle aynı boy) sahip olup da nefes kesici patlayıcı kuvveti ile Derrick Rose başka bir zevk veriyordu maçlarda. Öyle kuvvetli ve öyle enfes bir sıçrama yeteneğine sahip ki, hayran bırakıyordu kendine. Bu tarz bir yırtıcı, patlayıcı kuvvete, bir de Russell Westbrook sahip ama Derrick Rose cidden bir başka izlettirirdi. Phoenix Suns ile oynadıkları maçta, Goran Dragic' in üstünden yaptığı o amansız, acımasız (beni yerimden zıplatan) smacını unutmam mümkün değil mesela. Nefes kesiciydi! 2012 de yaşadığı ön çapraz bağ sakatlığı ise kariyerinde epey sarsıntılara yol açtı... Cidden bir LeBron, Kobe, Kevin Durant ayarında devam edip, rakiplerinin korkulu rüyası olabilir, zor anlar yaşatmaya senelerce devam edebilirdi D- Rose; elbette şu lanet ön çapraz bağ sakatlığını geçirmemiş olsaydı... Bayağı üzülmüştüm. Geleceği çok parlak, ışıl ışıl olabilirdi. Basketbol, özellikle de böylesine ileri düzey basketbol oynuyorsanız ne yazık ki bu sakatlıkları yaşama ihtimali de o kadar yüksek oluyor. Kimisini kariyerinin hemen başında yakalıyor, kimisini de (Kobe Bryant) gibi kariyerinin sonlarına doğru yakalıyor. Kariyerin daha başlarında olması elbette çok daha yıpratıcı oluyor maalesef. Derrick Rose ise sonlarda değildi, en parlak zamanlarıydı. Acı olan da bu... Şimdi basketbol felsefesinden, basketbol kültüründen bir haber olanlar şunu diyeceklerdir: "LeBron James, Kobe Bryant, Tim Duncan vs. gibi şampiyonlukları, böyle kariyeri var mı ki; neden abartılıyor, ne diye kitap yazmış böyle sanki." Bu cümleleri kuran hep olur zaten, ne acı ki... Bu tarz cümleleri kuranlar genelde sığ kafalılar olur, şaşmaz hiç. Evet, şampiyonlukları, finaller mvp likleri (en değerli oyuncu ödülü) yok; ama çok büyük bir ekol oldu Nba ligine, farklı bir hava kattı, farklı bir hazine oldu Nba için. Derrick Rose sessiz, içe dönük, sakin biri, evet; aynı zamanda da muazzam yetenekli ve yıldız düzeyinde bir oyuncu. O sessiz ve etkili hali daha da korkutucu gerçekten rakip için. Bu yönden ben Derrick Rose' u aynı (çok ama çok benzer olan) Kawhi Leonard' a benzetiyorum. Kawhi Leonard da aynı D-Rose gibi sessiz, konuşkan olmayan, içe dönük ve muazzam yetenekte bir oyuncu. Bu tarz oyunculara Nba de rastlamak çok ama çok zor; çünkü genelde boş laflar, atışmalar ve gösterişleri görürsünüz... Chicago- Englewood' da büyüyen bir siyahi iseniz elbette hayat daha da zor... Derrick Rose da kavgaların, silahların konuştuğu, her an tehlike arz eden bir mahallede büyümüş. Basketbol ise onu kurtaran, hayatına anlam katan, mutluluk veren, tutunacak sağlam bir dal gibi olmuş adeta. 2014 te polis şiddeti yüzünden ölen "George Floyd" adlı siyahi adam için Derrick Rose maç ısınmasında bu cinayete dikkat çekmek için siyah bir, "I can't breathe (nefes alamıyorum)" adlı t-shirt giymişti. Sonra Lebron James gibi süperstarlar da destek vermişti... Derrick Rose' un ilgi çekici ve sürükleyici hayat hikayesi ve kariyeri sizi bekliyor. Okuduğunuz, zaman ayırdığınız için teşekkür ederim, keyifli okumalar... :)

İspatSam Smith · Profil Kitap · 202111 okunma

·

118 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Mert