Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

64 syf.
·
Puan vermedi
Jomo Kenyatta der ki; ‘’Batılılar Afrika'ya geldiklerinde onların elinde İncil, bizim elimizde topraklarımız ve madenlerimiz vardı. Bize gözlerimizi kapayarak dua etmeyi öğrettiler. Gözlerimizi açtığımızda bizim elimizde İncil, onların elinde topraklarımız ve madenlerimiz vardı.’’ Bu söz din ve psikiatri arasındaki ilişkiyi çok iyi anlatmaktadır. Zorluk yaşandığı, zor zamanlardan geçildiği bir dönemde insan, her zaman maneviyatı ön planda tutar. Bu güdülenme, insanın, öğrenilmiş savunma mekanizmasının yıkılmaz bir unsurudur. Bu yüzdendir ki Schopenhauer, dinin, ateşböceği gibi ancak karanlıkta görülebileceğini söylemektedir. Yukarıdaki sözden hareketle temel beslenme, sağlık, eğitim, barınma gibi doğuştan gelen haklardan mahrum kalan Afrikalılar içinde bulundukları karanlıktan çıkmak için bir umut ışık beklerken ellerine tutuşturulan din kitabı aracılığıyla, karanlıkta, o ateş böceği görmüş ve yaşama anlamı ve umut noktasında bir neden bulmuş oldular. Yalom da tam da bu noktada din ve psikiatri adlı bir kitap yazarak bizlere, varoluşsal psikoterapi ile dini teselli arasındaki ilginç ilişkiyi anlatmaktadır. Her ikisi de aynı kaygı ve stres odaklarına sahiptirler ancak dinamikleri bambaşka olduğundan psikoterapi bir bilim dalı yöntemi olarak yaşamaktadır. Ancak Yalom’un bu kitabı pek anlaşılmamış olacak ki dini bir kitap olduğu eleştirilerine maruz kalmıştı zamanında. Yalom bu kitabında, inancın kaynağını, dine duyulan ihtiyacın kaynağını bulmak için bir çok soru sorarak hem okuru düşündürmeye hem varoluşçu psikoterapi yöntemini anlatmakta hem de okuru varoluşçu terapisine tabii tutmakta. Bu yönüyle oldukça başarılı bir kitap yazmış diyebilirim.
Din ve Psikiyatri
Din ve PsikiyatriIrvin D. Yalom · Turkuvaz Kitap · 20121,237 okunma
·
1.251 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.