Gönderi

464 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
Bu yazı içerik hakkında bilgi içermektedir. Kitap hakkında söylenecek çok şey var ve ben hepsini söyleyeceğim. O yüzden biraz uzun bir inceleme olacak. Kitaplar genelde bizim anladıklarımızdan çok daha fazla anlamlar barındırırlar. Ama biz basit okuyucular yazarın kafasındakileri, yaptığı edebiyatı ve dil oyunlarını nadiren anlarız. Ben bu sefer birçoğunu anladığımı düşünüyorum. Çünkü gerçekten derinlemesine, hissederek, yaşayarak okudum Kar'ı. Pamuk'un ilk ve son siyasi romanı. Benim de okuduğum ilk siyasi roman. Roman Almanya'da siyasi sürgün olarak yaşayan Ka'nın yıllar sonra kar içinde Kars'a gelmesiyle başlıyor. Ka, kar ve Kars üçlüsünü bir araya getiren yazar bizlere bir yandan edebiyat ziyafeti çektirirken bir yandan da Türkiye'de o dönemde yükselen "siyasal İslamcı" hareketi, başörtü sorununu, her genç gibi aşık olan imam hatiplileri, "dinci gerici"lere karşı olduğunu iddia eden askeri darbecileri anlatıyor. Anlatıcının kitabın ortalarına doğru Orhan Pamuk'un kendisi olduğunu anlıyoruz. Ka başörtüsünü açmadıkları için üniversiteye alınmayan ve bu yüzden intihar eden kızların hikayesini öğrenebilmek ve gazetede yazabilmek için geliyor karlar içindeki Kars'a. Ama burada hiç beklemediği şeyler yaşıyor. Yıllardır yapamadığı bir şeyi yapıyor. Şiir yazıyor ve aşık oluyor. Ka Kars'ın buz tutmuş yollarını adımlarken Kars'ta cinayetler işleniyor, yerel askeri darbeler yapılıyor, şeyhler cemaatlerini toplayıp sohbetler yapıyorlar, imam hatipli öğrenciler roman yazmaya çalışıyor ve sürekli yağmakta olan kar hepsinin üzerini örtüyor. Bütün bu olanları gerçek dünyadan koparıyor ve ancak kar altında gerçekleşebilecek kadar sessiz, yeni bir gerçeklik kuruyor. Lacivert, Kadife, İpek, Necip karakterlerine bayıldım. Hepsi de içinde büyük derinlik barındıran insanlar, tıpkı gerçek dünyada olduğu gibi... Romanın içinde Necip ile Fazıl adında, birbirini çok iyi anlayan, bilen, tanıyan iki arkadaşın aynı kıza, Kadife'ye olan aşkını okuyoruz. Fazıl Necip'i çok iyi tanıdığı için Kadife'den uzak durmaya çalışıyor. İşin ilginç kısmı ise şu: Roman boyunca arkadaşı Ka'yı anlatan Orhan Pamuk da yarattığı karakterlerinkine benzeyen bir kadere saplanıyor ve Ka'nın aşık olduğu kadına, güzeller güzeli İpek'e aşık oluyor. Necip'i içinde taşıdığını söyleyen Fazıl, Ka'yı içinde taşıyan Orhan... Orhan Pamuk sonlara doğru öyle detaylar veriyor ki romandaki olayların gerçekten de yaşanmış olabileceğine dair ciddi şüphelerim oluştu. Nihayetinde Masumiyet Müzesi gerçek bir hikayeydi, bu neden olmasın ki? Pamuk tuhaf bir teknik uygulayarak karakterlerin öleceğini sürpriz yapmadan söylüyor. Ama nasıl ya da ne şekilde öldüğünü söylemiyor ve siz okurken sürekli karakterin ölümüne doğru bir geri sayım yaparken buluyorsunuz kendinizi. Şair Ka'nın yazdığı şiirlerin hiçbirini okuyamıyoruz. Çünkü yazar sınırlarını bilerek şairliğe kalkışmamış. Ka'nın altıgen kar tanesinin köşeleri üzerine dizdiği şiirleri de çok hoşuma gitti. Gelelim esas anlatmak istediğim meseleye. Orhan Pamuk bu ülkenin en çok tartışılan yazarlarından oldu hep. Bunun sebebini bu romanı okuyunca anlıyorsunuz. İstanbul gibi kozmopolitik bir şehirde büyüyen yazar, sürekli yapılan ayrımcılıktan dem vuruyor. Ama kitapta kullandığı İslamcı, türbancı, siyasal İslamcı gibi ifadelerle kendisi de insanları ötekileştiriyor. Yazar hiçbir karakterini bile isteye aşağılamıyor, hiçbir karakterine haksızlık etmiyor ama dindar kesime olan hoşnutsuzluğu kelimelerinden sızıp ulaşıyor okura. Çünkü kelimelerimiz bizi ele verir çoğunlukla. Romancılığını beğendiğim kadar nefret ediyorum fikirlerinden. Çünkü ayrıştırılmaya değil birleştirilmeye ihtiyacımız var. Her şeyiyle, edebi açıdan da sürükleyiciliği açısından da dopdolu bir roman Kar. Okuması insanı yoruyor ama kesinlikle tavsiye ederim. Keyifli ve nefretsiz okumalar dilerim.
Kar
KarOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 20211 okunma
··
94 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Bohemya Kraliçesi okurunun profil resmi
"Anlatıcınin kitabın ortalarına dogru Orhan Pamuk'un kendisi oldugunu anliyoruz." cumlenizi biraz aciklayabilir misiniz acaba? Kitabi ben de yeni okumaya basladim ama bu cumleylr ne demek istediginizi anlayamadim.
Yasin YALÇIN okurunun profil resmi
Kitap gözlemci bakış açısıyla yazılmış. Anlatıcı bir arkadaşı olan Ka'yı anlatıyor aslında. Bu anlatıcının da kitabın ortalarına doğru yazarın bizzat kendisi olduğunu görüyoruz. Yani Orhan Pamuk sanki bir arkadaşının başına gelenleri anlatıyormuş gibi yazmış.
1 sonraki yanıtı göster
Kasım okurunun profil resmi
OP ötekileştirdigi hiçbir ideoloji ya da inanç yoktu. Aksine OP, bir ideolojiyi savunan, bir şeye inananların bir diğer yüzünü gösteriyordu. Kaleminize sağlık.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.