Gönderi

Bilmiyorum...
Yazıyorum, yazdığım için var olduğumu iddia etmeyerek yazıyorum. Ne olacağı belli olmayacak yarınlara ne olduğu belli olmayan dünlere ne oluyor dediğim bugüne yazıyorum. Boşa kürek çektim kadırgalarım ile yıkılası yokuşlara. Ahengini yitirmiş yıllarım. Ruhumun içinde cenk edense bir yığın belirsizlik. Haddini bilmiyor kendini bilmeyen duygularım. Sarmaşık misali sarıyor korkular karanlığımı. Korkuyorum beni ben yapan şey bu mu? bilmiyorum ama korkmuyorum korkmaktan. Üşüyorum etrafımı saran ateşe rağmen. Yanıyorum üşümeme rağmen. Beni neyin yaktığını biliyorum, beni yakanı bilmiyorum. Susuyorum konuşanlara ve konuşulanlara rağmen. Konuşuyorum susmama rağmen. Özlüyorum artık var olmayanı. Seziyorum artık var olmayacakları. Var olana diyecek bir şey bulamıyorum. Esasında kim var, ne var? bilmiyorum. Duyuyorum suskunluğun bedelini. Görüyorum çaresizliğin nihayetini. Lâl olmuş dillerin empatisine mazhar oluyorum. Dinliyorum çehremi kuşatan hiçliğin çığlıklarını. Ben her duyguya rağmen hissetmiyorum. Hissettiğim tek şey hissetmediğim acı. Uzun zamandır bilmiyorum aslında neyin ne olduğunu ve nasıl olduğunu. Gözümü rast gele açıyorum karanlığa. Kapatıyorum ne olduğu bilinmeyen bir ahval ile aydınlığa gözümü. Çözümleyemiyorum beni saran bu çözümsüzlüğü. Bütün cevapları biliyorum sorulara erişemiyorum. Soruları bilsem cevaplardan oluyorum. Elimde aynı anda kilidi ve anahtarı bulunduramıyorum. İyi olanın doğru olduğuna az rastlıyorum. Uzun sürüyor başlamasıyla bitmesi bir olanı izlemek. Kısa sürüyor bir anda ikileri, iyileri ve doğruları bir arada görmek. Uykusuzluğa kapatıyorum gözlerimi. Derin bir uykuya açıyorum gözlerimi. İnsan oluşumla ilgileniyorum hiç olmadığı kadar insan olduğumu çıkarıyorum. Elimde bir takım sorunlar ve bir takım çözümler ne yazık ki hiç biri birbirine ait değil. Ama hepsi bana ait. Yarım her bir tarafım ama ben bir bütünüm bütün yarımlıklarıyla. Ne olduğum umurumda ne de olmadığım. Ne olduysa oldu olmadıysa da oldu. Sebebini aradığım sonuçlar sebepsiz. Sebebi olan sonuçlar bensiz. Her şeye rağmen insanım diyorum ve yarım kalmışlıklara, belirsizliklere bir nokta koyuyorum. Noktayı nerede,nasıl ve ne şekilde koyduğumun bir önemi yok. Ne zaman koyduğum bilgisine sahip olmam yeterli. Zaman ve mekan birbirinden uzak bir o kadar da yakın iki kavram. Bir mekanda geçerli olmayan zaman duymadım. Üzerinde zamanın hüküm sürmediği bir mekansa hiç kuşkusuz hepimizin rüyası olurdu. Selam sana sonu heba olan zamanım. Gönül mekanıma daha doğrusu makamıma hoş geldin.
·
54 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.