1950'li yılların ortalarında bilim adamı N.J. Berrill, oldukça tarafsız bir kitapla, tartışmanın seyrini değiştirerek, topluma hakim olan "hiçbir çıkışı olmayan hiçbir yerden hiçbir yere gitme" arzusunu yorumluyor ve şöyle bir gözlemde bulunuyordu; ''Ve buna rağmen bir dakika sonsuzluğu kucaklayabiliyorken, bir ay tamamen anlamsız olabiliyor." Berrill daha da ileri giderek ürkütücü bir çığlık atıyordu; "Uzun süre boyunca, tıpkı bir kaçış yolu bulmaya çalışan bir mahkum gibi, zaman tarafından kapana kıstınldığımı hissetmişimdir."